Almanya’dan Türkiye’ye çılgın mıyız neyiz araba ile gelmeye karar vermişiz. Sene 90’lar zaten, nasıl mı olacak? Jalopy ile deneyimleyin!
Aslına çıkalı uzun zaman oldu biliyorum. Fakat bir türlü kendime “olm Jalopy var şu kenarda” diyerek açıp bakma fırsatı bulduramadım, düne kadar.
Oldukça ilginç bir oyun olan Jalopy geçtiğimiz sene Nisan ayında Steam Green Light’ı geçmişti ve erken erişime açılmıştı. Hemen burun kıvırmayın canım erken erişim dedim diye, tamam biliyorum bazı erken erişimler o erişimden bir türlü kurtulup tam sürüme geçemiyor ve Steam’in tozlu raflarında yerini alıyor. Ancak görünen o ki Jalopy, pek de bu durumu yaşatmayacak gibi.
Minskworks, daha doğrusu Greg Prymachuk tarafından geliştirilen Jelopy, ki kendisini Codemasters’da çalıştı dönemin F1 serisinden hatırlıyor olmanız mümkün; oldukça ilginç bir oyun. Aslında şehirler arası kamyon sürücülüğü oyunlarından alışkın olduğumuz tarzda bir oyun. Oyundaki amacımıza gelecek olursam aslında oldukça basit Berlin duvarı yıkıldıktan sonra ki dönemi baz alan oyunda Laika 601 Deluxe model arabamız ile Türkiye’ye dönüş macerasını yaşıyoruz. Evet Türkiye 🙂
Bu macera tabii ki çok da kolay olmayacak bizim için. Daha oyunun başında ne motoru ne de tekerlekleri bulunan Laika’yı önce birleştirmemiz gerekiyor. Motorunu, tekerini yerleştirip, yağını falan da ayarladıktan sonra gitmek istediğimiz lokasyonu haritadan seçiyor ve yola koyuluyoruz. Ancak tahmin edeceğiniz üzere Laika yolda bize zorluk çıkartmak için elinden geleni ardına koymuyor. Su kaynatıyor, lastiği patlıyor, motor arıza çıkartıyor, kısacası yok yok.
Ancak durum bu o kadar yağmur çamur kaza derken bütün bunların olması kaçınılmaz bir gerçek. Özetle sadece arabayı kullanmıyor onun bakımından da sorumlu tutuluyoruz. Tabii bütün bu karmaşanın içerisinde Laika’yı daha da güçlendirmek güzelleştirmek için oyun içerisinde servis bölgelerine uğruyor ve parçalar satın alıyoruz.
Oyunda tamir güçlendirme dedim, eh bunlar bedava değil. 100 Mark ile oyuna başlıyoruz ve bu para ile idare etmek zorundayız. Ancak harcadığımız gibi para da kazanabiliyoruz. Yolda ilerlerken sağda solda düşmüş kutuları toplayıp onların içerisinden çıkan malzemeleri marketlere, servislere satıp para kazanabiliyoruz mesela.
Yol uzun, gün dönüyor, gece gündüz sürüyoruz. Ancak o sınır kapıları yok mu? İşte onlardan sadece gündüzleri geçebiliyoruz bu yüzden de yapabileceğimiz tek şey şehir içerisindeki hotel’de konaklamak, üstelik sadece 20 Mark. (Trivago espirisi sokacaktım araya da neyse 😀 )
Şimdi bir de bu yolda bulduğumuz mallar falan var ya sattığımız ya da satmayıp yanımızda gezdirdiğimiz. Hatta belki de artık ülkeye döndüğümüzden güzelinden bir kaç Alman çikiletası götürmek isteyebilirsiniz akrabalara ancak o iş öyle kolay değil. Gümrükte size kocaman bir “çikileta sokamazsın sınırdan” lafı çakıyorlar, oracıkta hepsini yiyesin geliyor. Ancak geri dönüp markete satmak daha mantıklı 😀 Her sınırda farklı malzemelerin geçişi yasak, sürekli olarak tek tip malzeme engeli ile karşılaşmıyoruz tabii ki.
Özetle Almanya’nın Berlin şehrinden yola çıktığımız yol maceramız birçok farklı ülkeden geçerek sonunda Türkiye’de son buluyor. Oyun Unity ile geliştiriliyor. Tek kişilik sakin sakin oyun oynamak isteyen, hatta yol macerası sevenlerin keyif alacağı, oldukça sade grafiklere sahip bir oyun Jalopy.
Peki hiç mi sıkıntı yok oyunda bu kadar mı temiz iş çıkarmış bu adam? Tabii ki hayır, yapay zeka bazen yapamıyor. Bitiyor oracıkta, mesela amcanız arabaya binmesi gerekirken binmiyor, inmesi gerekirken inmiyor, objelere takılıp kalıyor. Bazen oyun çöküyor. Yolda giden diğer araçlar çok çılgın işler yapabiliyorlar, kimi zaman komik kimi zaman ise çileden çıkartıcı saçmalıkta sürüşler görebiliyorsunuz.
Şehirler çok boş mesela, bir diğer eksi de bu. Hatta bazen yollar da aşırı boş olabiliyor. Şehre girdiğinizde etrafta insan yok. Sadece girdiğiniz dükkanı işleten kişiler var. Harita küçük. Buna değinmeden geçemeyeceğim, özellikle gittiğimiz rotanın 3-4 farklı rotadan oluşuyor olması bizi farklı yollardan hedefe götürüyor olsa da pek yeterli değil gibi hissettirdi bana.
Bütün bunları bir pota’da erittiğimiz zaman Jalopy iyi ve kötü yanları ile erken erişimde olan bir oyun olmasının da bonusunu kullanarak, istediği paranın hakkını veriyor.
Siz de benim gibi bir kenarda tuttuysanız, edinin oynayın. Hem biraz kafa da dinlemiş olursunuz, bazen hepimiz az da olsa yorulmuyor muyuz kargaşa içerisinde geçen oyunlardan.