Her karanlığın içerisinde bir ışık parıltısı ve her ışığın içerisinde büyüyen bir karanlık vardır. İkisi olmadan hayattaki dengeyi kurmak imkansızdır. Bu yüzden önemli olan kalbimizde büyütmek istediğimize öncelik vermek ve hayatımızı da ona göre şekillendirmektir. Kimse size hangi yolun doğru olduğunu gösteremez, sadece kapıya kadar eşlik eder. Çünkü siz, kim ne derse desin doğru olduğuna inandığınız yoldan gitmeye devam edeceksiniz.
Minik kahramanımız Ori de böyle düşünüyordu. Çok küçükten büyük bir fırtınaya kapılarak sürüklenenen Ori, beklenmedik bir sürprizle karşılaşır ve yeni bir annesi olur; Naru. Ancak fırtına tekrar yaklaşmaktadır. Günlerini mutluluk içerisinde, yeni yerler keşfederek geçiren Ori ve Naru, karanlığın yaklaşmasıyla kendilerini güvenli olduklarını düşündükleri bir mağaraya kapatırlar. Zaman geçtikçe orman ölmeye başlar çünkü ormanın hayat ışığı Kuro tarafından çalınmıştır. Günler geçmeye devam eder… Naru güçsüzleşir ve biricik yavrusu Ori’nin hayata tutunması için kendi yemeğinden vazgeçer. Uyandığında annesine yemek bulmaya çıkan minik dostumuz, döndüğünde onun cansız bedeniyle karşılaşır ve tekrar öksüz kalmanın acısıyla, kendisini karanlığa bırakır. İşte tam o sırada, her şeyin bittiğini düşünen gardiyan ruh, içindeki ışığın tekrar canlanmasını sağlar ve Sein ile tanışır. Uzun süredir kayıp olan ve kendisine yeni bir yol arayan Sein, Ori’ye yardım teklif eder. İkili bundan sonra birçok zorlu yaratığa karşı savaşacak ve ormanı tehdit eden Kuro’nun karanlığıyla yüzleşeceklerdir.
Şu fragmanı izleyip de etkilenmeyen kaç kişiyiz merak ediyorum
Ori and the Blind Forest, Moon Studios‘un Unity teknolojisiyle geliştirdiği, macera platform türünde piyasaya çıkan bir oyun. Türü gereği daldan daha zıplıyor ve çeşitli yaratıkları yanımızdan ayırmadığımız dostumuz Sein ile yok ediyoruz. Oyunun başlarında işimiz oldukça zor çünkü yeteneklerimizden tamamen arındırılmış durumdayız. Sein ile tanıştıktan sonra yeteneklerimiz, kendisini geliştiriyor ve hatta yetenek ağacımızı renklendirerek, gücümüze güç katıyoruz. Dahası bu kadar detayın içerisinde inanılmaz müzikler ile ruhumuzu şenlendirmekten geri kalmıyoruz. Boşuna dememişler “müzik ruhun gıdasıdır” diye.
Daldan dala hopluyorum, zıplıyorum, hep mutluyum… Bir dakika örümcek mi o?!
Ori and the Blind Forest, tipik bir platform oyunu gibi belirli haritalara ve bulmacalara sahip. Bu bulmacalar aklınızı zorlayacak içeriklerden çok, elinizin hızını arttıracak türden. Özellikle PC platformunda oynarken parmaklarınız, “yeter artık huleyn!” diye isyan edebilir. Bu nedenden yanınızda yedek bir Xbox oyun kolu tutmakta fayda var.
Oyunun kontrolleri son derece basit. A, D tuşlarıyla Ori’yi yönlendiriyor ve mouse’umuz ile Sein’in gücünden yararlanıyoruz. S ve W ile de zıplamamız veya bir platformdan aşağı inmemiz gerektiği zaman samimi oluyoruz. Space tuşumuz da zıplama tuşumuz oluyor. TAB ile de haritamızı kontrol ediyoruz. Kontrol detaylarına çok da dikkat etmenize gerek yok. Oyunun en güzel yanı, olur da kontrolleri unutursanız, sık sık size bunları hatırlatan minik bir bilgi baloncuğumuz var.