Paradox Interactive’in efsane serisi Hearts of Iron, yeni oyunuyla bir kez daha aramızda! Detaylar incelememizde!
Bazı oyunları tek oturuşta bitirmek mümkün değildir. Her taşın altından bir detay, her detayın ardından farklı bir yenilik ortaya çıkar ve o oyun bir türlü bitmez. Europa Universalis, Crusader Kings, Stellaris derken Paradox Interactive, bol detaylı oyunların tartışılmaz efendisi olarak tahtını kimseye kaptırmaz. Hearts of Iron serisi de tecrübeli ekibin İkinci Dünya Savaşı temalı enfes serisi. Ancak bu sefer Hearts of Iron bizi, hafif detayları azaltılmış, daha oyuncu dostu bir şekilde karşılıyor. Peki, bu durum efsane serinin kalitesinden ödün mü veriyor yoksa sonunda daha fazla oyuncuya ulaşması için yeni bir köprü mü kuruyor? Buyurun beraber bakalım!
Oyuna iki farklı senaryodan birini seçerek adımımızı atıyoruz. Bunlardan ilki Hitler’in güç toplamaya başladığı, Japonya’nın Çin’e yürüdüğü, İngiltere’ninse partiden partiye koştuğu, İkinci Dünya Savaşı’nın tohumlarının atıldığı 1936 yılını konu alan “Gathering Storm”. Bir diğeriyse Rusya ve Çin’i aynı anda karşısına alan Japonya’nın, “Bir şey diyen yoksa giriyorum ben Polonya’ya?” diyen Hitler’in ve iç savaştan yeni çıkmış bir İspanya’nın olduğu, 1939 başlangıçlı “Blitzkrieg”. Her iki senaryo da tarihi olaylar temelinde kurulmuş olsa da geleceği tamamen bizim ellerimizde. Ancak Ata’mızın vefatı ve tarihi “kazalar” gibi bazı tarihi olayları engellemek mümkün değil.
Senaryo kararının ardından ülke seçimimizi yaparak oyuna başlayabiliyoruz. Seçilebilir ülkeler arasında, İkinci Dünya Savaşı’nın ana aktörleri Fransa, Birleşmiş Milletler, Birleşik Krallık, Nazi Almanyası, İtalya, Japonya ve Sovyetler Birliği ön planda olsa da, Türkiye’den Peru’ya, Tibet’ten Honduras’a kadar birçok farklı devlet arasından seçim yapmak mümkün. Tabii bu ülke ayrımı yalnızca lider isimlerinden ve oynanan bölgenin değişmesinden ibaret bir karar değil. Her ülke çeşitli artı ve eksileri de beraberinde getiriyor.
Almanlar planlama ve organizasyonda öne çıkarken, Japonlar daha sağlam fabrikalar ve milli duygularıyla kendini gösteriyor. Bu ve bunun gibi ufak ayrıntılarsa oynanıştaki zorluk üzerine büyük etki yapıyor. Ancak muhtemelen en büyük zorluk diyebileceğimiz detay, ana aktörler dışında bir ülkeyi oynamak diyebiliriz. Zira bu ana aktörlerin aksine, diğer ülkelerin birçoğunda bu tarz artılar bulunmadığı gibi gelişme konusunda da birçok eksileri bulunuyor. Bir nevi tarihi dezavantajla başlıyorsunuz diyebiliriz. Gerçekçilik adına oldukça güzel bir özellik.
Hearts of Iron IV ile hayatımıza yeni bir terim daha giriyor: National Focus. Her ülke için seçenekleri değişen National Focus’u, bir nevi kısa ve uzun dönemli ülke politikalarımız olarak tanımlayabiliriz. Kısa dönemli politikalarımız arasında, motorize birliklere kavuşmak, çeşitli şehirlerde hava sahası kontrolünü genişletmek, biraz sonra detaylarına değineceğim teknoloji çalışmalarını hızlandırmak gibi 1-2 adımda halledilebilecek seçenekler bulunuyor. Tabii her politika ön şartları gerçekleştirildiği sürece çalışmaya uygun oluyor.
Uzun dönemli politikalara kavuşmak kolay değil. Mesela Birleşik Krallık’ı seçtiniz ve aklınızda Sovyetler Birliği için kötü hedefler var. War With USSR politikasını kabul ederek bu emellerinizi bir kukla Sovyetler kurarak taçlandırmanız mümkün. Ancak bu politika için ülkenizi güçlendiren bir politika ağacı izlemeniz, Alexandria’yı elinizde tutarak Akdeniz’de bir üstünlük sağlamanız, Irak ve İran’da destekçiler kazanarak potansiyel Sovyet dostlarını egale etmeniz, Sovyetler Birliğine ambargo uygulayarak güçten düşürmeniz gerekiyor. Yine bu adımların her biri için de “Dünya tansiyonu %30 olsun” ve “Irak’ta %20 destekçi kazan” gibi ön şartları sağlamak gerekli. Bu tarz hedefleri gerçekleştirmek için uzun bir yol var anlayacağınız.
Oyunu uygun fiyat ve taksit seçenekleriyle görsele tıklayarak Playstore’dan satın alabilirsiniz.