Açıkçası benim Destiny’le ilgili beklentilerim çok yüksek. Oyunun PS4’e çıkması ve benim FPS’yi ancak bir PC’de adam gibi oynayabilmem gerçeğine rağmen Destiny’i keyifle sömürdüm. Üstelik inanması zor ama PC performansımın biraz altında performans sergilediğimi bile söyleyebilirim.
Başlık olarak İnceleme yazdık ama söz konusu makale bir oyunun, bırakın Beta’sını, daha Alpha’sının testi olunca ister istemez bu konuda ancak gözlemlerimizi yazabiliyoruz. Çünkü 3-4 günlük Destiny Alpha süreci boyunca oynadığımız oyunun temel taşları haricinde herşeyi değişebilir ve belki de Beta’da bambaşka bir oyunla karşılaşabiliriz. O yüzden bu yazıyı okuyarak oyunun son versiyonuna dair gözlemlerde bulunmak mümkün değil. Sadece ne beklediğimizi ve neyle karşılaştığımızı yazabiliriz.
Hikayeden çok sonuç odaklı bir adam olduğumdan hikayeyi hızlıca geçeyim.
İnsanoğlu teknolojinin dibine vurur, sonra uzaylılar gelir onların canına okur ve tam insanlık yok olmak üzereyken Traveller adında dev bir küre gelip bizi kurtarır. Üstelik bize The Light adında bir güç verir ve The Darkness ile savaşımızda destek olur. Yani yapımcılar senaryo yazarlarına para vermemiştir. Onlarda bir paragraf senaryo yazmıştır.
Biz bu kürenin üzerinde bulunan The Tower’ı üs olarak kullanıp dünyanın çeşitli yerlerine görevlere gidebiliyoruz (PvE). Bir de istersek The Crucible adı verilen bir yerde birbirimize karşı savaşabiliyoruz (PvP). Tabii ki kardeşçe 🙂
Biz demişken oyunda üç farklı ırk ve üç farklı sınıf var. İnsanlar, Awoken ve Exo.
İnsanlar malumunuz, Awoken elf kulaklık, beyaz tenli gayet havalı görünen bir ırk, Exo ise robot ırkı. Oynayabileceğimiz sınıflar ise Hunter, Titan ve Warlock olarak ayrılıyor. Hunter hafif zırhlı DPS, Titan ağır silah uzmanı, Warlock ise büyücü diye özetlenebilir. Alpha süresince sürüyle Hunter, ortalama sayıda Titan ve az sayıda Warlock’la karşılaştım. Her oyunda olduğu gibi oyuncular ağırlıklı olarak “zırhım az ama uçarım kaçarım ağır vururum” çabası içerisindeydi.
Yukarıda hızlıca geçtiğim üzere oyunda klasik bir FPS döngüsü olduğu gibi korunmuş. Zaten oyuncuların oyuna kolayca adapte olabilmeleri için genel formülü çok fazla eğmemek gerek. Bungie’de bilinen yollardan geçmiş.
Artık oyuna gelebiliriz
Destiny muhteşem grafikleri ve enfes manzaralarına karşın dönüp dolaşıp gene bir FPS olduğu gerçeğine dönüyor. Üstelik de, ne kadar uzaklaşmaya çalışırsa çalışsın, ister istemez en çok kıyaslanacağı oyun olan Borderlands’e benzeyen bir FPS. Yani ekipmanınız siz level atladıkça daha da geliştirilebiliyor ve haliyle daha yüksek zarar veriyor. Siz de yapay zekaya karşı çarpışa çarpışa sonuca gitmeye çalışıyorsunuz.