Video oyunlarıyla büyüyen bir nesil olarak hepimizin uzun zaman beklediği oyunlar vardır. 21 yıllık video oyuncusu olarak benim de hayatım bazı oyunları bekleyerek geçti. “Yenisi çıksa da oynasam” diye hasretle beklediğim oyunlar. Bunlar öyle oyunlardır ki, daha geliştirildiğinin duyurusu yapılmadan, siz aklınızda “Yahu yenisi yapılsa şöyle güzel, böyle eğlenceli olur” diye hayaller kurarsınız. Max Payne’in üçüncüsünü böyle bir iştahla bekledim. Remedy’nin artık Max Payne yapmayacağını öğrendiğimde yaşadığım hayal kırıklığı, Rockstar’ın yeni oyunu yapmaya başladığını duyduğumda hissettiklerim sayesinde uçup gitmişti. Starcraft 2’yi tam on bir sene bekledim. Üstelik bu on bir yılın dokuzunu, oyunun yapılıp yapılmayacağını bilmeden geçirdim. Hâlâ daha Kingdom Hearts III, Metal Gear Solid V, Dragon Age: Inquisition gibi yapımları büyük bir iştahla bekliyorum. Çıktıkları gün alıp, öle bayıla oynayacağımdan da hiç şüphem yok. Böyle hasretle beklenen oyunlar gün gelip oyuncuyla buluştuklarında çoğu eksiklikleri de görmezden gelinir ve o eski dosta kavuşmanın verdiği mutlulukla oyunun içine daha bir iştahla gömülürsünüz. Bitirdiğinizdeyse arkanıza yaslanır, üzerinizde bir hüzün, yüzünüzde bir tebessümle izlersiniz bitiş jeneriğini. Ama benim asıl bahsedeceğim, yıllarca bekle(me)yip yine de her oyununu iştahla oynadığımız, diğer türe örnek serilerden biri: Call of Duty.
Yıllardır futbol oyunu gibi çıkan, her çıktığı sene de bir önceki oyunun üzerine “azıcık” bir şey ekleyip tekrar gelen bir serinin yeni oyunundan ne bekleyebilirsiniz ki? Yeni oyun da çok fazla şaşırtmayacaktır herhalde, ha?.. Yok işte, bu sefer öyle değil. Daha ben oyunu araştırırken şaşırdım, bir de oynasam ne olurum bilmem. Bu değişiklikleri en yoğun hissedeceğiniz kısım, çok oyunculu kısmı. Hatta sizin şu anda en merak ettiğiniz kısım da çok oyunculu kısmı. Ama ben gıcık bir yazar olduğum için, en güzel kısmı sona saklayacağım. Bu yüzden bir sonraki paragraf tek oyunculu, senaryo bölümüne ayrılmıştır.
CoD Ghosts, Activision’ın dağıtımcılığını üstlendiği onuncu, Infinity Ward’un geliştirdiği altıncı CoD oyunu. IW, Modern Warfare üçlemesini tamamladığı ve biraz da kendini tekrarlamak istemediği için, yeni oyunu farklı bir hikâye üzerine oturtmayı tercih etmiş. Hatta bunun için bir de Oscar ödüllü yazar tutmuş. 2000 yılında Michael Douglas’ın başrolünde oynadığı “Trafik” filmini de yazan Stephen Gaghan, bu kez CoD: Ghosts’un senaryosunu yazıyor. Yazdığına göre de Amerika artık süper güç değil. Yıkık dökük, harabe bir ülke haline gelmiş ve bugün bildiğimiz sınırlarını kaybetmiş, tamamen yok olmaması pamuk ipliğine bağlı bir ülke. Kendilerine “Ghosts” diyen bir grup özel eğitimli, vatanperver asker birliği de ülkelerinin ve halklarının bu içler acısı haline dur demek için kolları sıvıyorlar… Yani, en azından her Amerikan yazar böyle diyor. Aslında bildiğimiz “Amerika mazlumdur, yaşamak için zalimlerle savaşmalıdır” senaryosu. Çok yeni bir şey değil yani (Aklına direkt Homefront gelenler, elleri görelim! -Ekrem). Eee, hani şaşırtan bir sürü yenilik vardı?… Aman, senaryoyu boşverin zaten. CoD dediğin aksiyonu için oynanılır.