Bir Şubat akşamı, Sony konferans ile PlayStation’ın geleceğini anlatacağı bir konferans düzenliyor. Haftalar öncesinden de etkinliğin duyurusu yapılmış ve söylentiler almış başını gitmişti. Teknolojinin gelişmesinden dolayı konferansı internetten canlı olarak izleyebilecek olmak da beni en çok sevindiren şey olmuştu.
Konferans başlar başlamaz PlayStation’ın büyük oyunlarını görüyoruz, sonrasında Andrew House çıkıp PlayStation’un bugüne kadarki başarılarını anlatıyor ve sonrasında sahneyi Mark Cerny’e bırakıyor. İşte beklenen an geldi, haftalardır ortalarda dolaşan dedikoduların hangileri gerçek belli olacak. Kendisi PlayStation 4’ün baş tasarımcısı olduğunu söylüyor ve konsol hakkındaki bilgileri veriyor. Herkes konsolun dış görünüşünü beklerken tek öğrenilebilen şey DualShock 4 oluyor ve sonrasında “Konsolun yanında bir de oyun geliştirik” diyor, işte bu sırada ben konsolun gücünü görebileceğimi zannederken ortaya basit grafiklere sahip bir oyun çıkıyor ve Knack adında bir “oluşum” görüyoruz. Kendisi etrafındaki parçaları toplayıp büyüyüp, güçlenebiliyor.
Ben bunları gördüğümde hiç mutlu olmamıştım çünkü konsolun gücünü göstermektense böyle bir oyunu göstermek bana çok yanlış gelmişti. Fakat ne zaman ki oyunu oynamaya başladım, tüm düşüncelerim değişti. Uzun yıllardır çok az çıkan bir oyun türü ile karşı karşıyayken, oyunun ne kadar eğlenceli ve zor olacağını da on dakika oynadığımda anladım.
Karşınızda Knack
İtiraf etmeliyim ki oyunu oynayana kadar çıkan her videosundan hiç haz almamıştım, oyunu çok gereksiz ve basit bulmuştum. Biraz yapımcı Mark Cerny’i küçümsediğimi söylemem gerek. Çünkü bu oyun kendisine yakışmıyormuş gibi geliyordu bana. Sonuçta kendisi Sega’da Sonic, Naughty Dog’da Crash Bandicoot, Uncharted, God Of War III ve hatta Killzone 3 gibi oyunların da yapımında bulunmuş biri. Fakat biraz önce de bahsettiğim gibi oyunu on dakika oynadıktan sonra kendisine ve oyuna olan sempatim arttı. Hatta buradan kendisinden özür diliyorum!
Knack’i kabaca anlatmam gerekirse kendisi bir canlı, yani her ne kadar robota benzese de değil. Kendisi etraftaki bazı parçaları toplayarak büyüyebiliyor ve güçlenebiliyor. Grafikleriyle ne kadar küçük oyunculara uygun gibi görünse de, biz eski oyuncular da aslında bu tür oyunlar oynayarak büyüdük. Bu tür derken aklınız karıştı değil mi? Şimdi size anlatayım.
Yukarıda da bahsettiğim gibi yapımcı daha önce GoW, Crash gibi oyunların yapımında da bulunduğu için bu türlerin harmanlanmasıyla ortaya çıkan bir yapım olmuş. Eskiden Crash Bandicoot türünde oyunlar fazlayken, şimdi Knack’i görmek beni çok sevindirdi. Grafiklerin basit olması da o yılları tekrar yaşamamda yardımcı bir etken oldu.
Baltalar Elimizde, Uzun İp Belimizde, Biz Gideriz Yadigâr Toplamaya
Oyun içerisinde en çok kullanılan kelime yadigâr çünkü oyunun dünyasında bu yadigârlar çok önemli. Arabalar, uçaklar, asansörler gibi çoğu şey elektrik yerine bu yadigârlarla çalışmakta, hatta silahlarda bile yadigâr kullanılıyor. Bu tür çalışmalarda bulunan bir profesör de farklı bir silah geliştirmek için bu yadigârları kullanıyor. İşte o silah da Knack.
Kendisi başlarda küçük olsa da görünüşüne aldanmayın, kendisi çok güçlü ve bir o kadar da hızlı bir karakter. Yadigâr diye adlandırılan parçaları kendisine çekerek büyüyor ve güçleniyor. Böylece küçükken üç vuruşta indirebildiği düşmanı büyüdüğünde tek vuruşta alabiliyor. Fakat bu yadigârları sadece insanlar kullanmıyor. Yadigârların peşinde olan başkaları da var.
Oyunda Goblinler kendi amaçları için yadigârların bulunduğu yerleri ele geçirmişler ve dünyayı ele geçirmek için daha fazla yadigâr toplama peşindeler. Tabi insanlardan da bu yadigârları toplayıp kötüye kullanmak isteyenler hatta o yadigârları elde etmek için Goblinlerle işbirliği yapanlar da var.
Profesörün Knack’i yapmasının sebebi de yadigâr toplanmasında Goblinler’in engellerini aşması için Goblinlerle savaşması. Yukarıda da belirttiğim gibi yadigârları toplayıp büyüyebilen Knack, gerektiğinde buz, metal, tahta (evet, yanlış okumadınız) ile de kendini büyütebiliyor. Büyümesiyle birlikte güçlenmesi de düşmanları daha kolay alt etmenize yarıyor.
Kelebek Gibi Uçar, Arı Gibi Sokar
Oyunun kontrolleri de basit olmuş fakat dövüş sırasında dikkatli ve sabırlı olmanız gerekiyor. Sadece L3, R3 ve aksiyon tuşlarıyla yönetilen Knack, dövüş sırasında sizin reflekslerinizle sağ çıkabiliyor. Özellikle benim gibi zor modda oynarsanız fazlasıyla dikkat ve sabır gerekiyor. Her düşmanın farklı saldırı ve savunma yöntemleri olduğundan hepsinde farklı taktikler geliştirmeniz ve öyle saldırmanız gerekiyor.
Çevre tasarımının çok başarılı yapıldığı belirtmem lazım. Ayrıca oyunda toplayabileceğiniz bazı parçalar da var ve bu parçaları bulmak sandığınız kadar kolay değil. Kendileri gizli bölümlerde bulunmakta ve bu gizli bölümlere ulaşabilmeniz için de bazı duvarları kırmanız gerekiyor. Knack’e farklı özellikler eklemek için bu parçaları toplamanız ve birleştirmeniz gerekiyor. Aynı zamanda topladığınız bu parçaları arkadaşlarınızla takaslamanız da mümkün. Eğer gerekli parçaları tamamladıysanız Knack’e yeni yetenekler katmış oluyorsunuz.
Oynarken eski oyunların havasını alacağınız bu güzel oyunu bitirdikten sonra tekrar oynamanızı sağlayacak şeyler arasında bu teknolojik özellikler dışında farklı yeteneklere sahip Knack’ler ile de oynamanızı sağlayacak taşlar bulunmakta. Bu taşları topladığınızda farklı bir oynanış şekliyle oyunu bitirmeniz mümkün oluyor.
Cebimizdeki Eğlence, Konsola Yansıyor
Son zamanlarda görmeye alıştığımız şeylerden biri olan oyunların akıllı telefon uygulaması modasına Knack de uymuş. Knack’s Quest isimli bu uygulamayı indirip PSN hesabınızla giriş yaptıktan sonra telefonunuza bir Candy Crush yüklemiş oluyorsunuz. Aynı 3 cismi yan yana getirip patlatmaya çalıştığınız bu oyunda, size verilen puanı geçerseniz yukarıda da bahsettiğim teknoloji parçalarından topluyorsunuz. Oyundaki bölümlere uygun temalarda hazırlanmış bu uygulamanın bölümleri hiç de fena olmamış. Boş zamanlarınızda eğlenmenizi sağlayacak türden bir oyun olmuş.
Yadigârlar Toplandı, Prenses Kurtarıldı
Toplayacak olursak, dış görünüşe aldanmamanızı öneriyorum. Oyun dışarıdan çok boş ve basit gibi görünse de oynadığınız zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız. Böylesine güzel ve eğlenceli bir oynanışa ve hikâyeye sahip bu oyunu kaçırmamanızı öneririm. Eski oyunları merak eden genç oyuncular o yılları yaşayacakken, eski oyuncular da bu oyunu oynayıp özlem giderebilecekler.