Gran Turismo 6 İncelemesi

Polyphony Digital’in yeni araba yarışı simülasyonuyla karşı karşıyayız. Gran Turismo 5’ten daha mı iyi? Aralarında ne farklar var? Hepsini sizlere anlatacağım. Açıkçası, Gran Turismo 6 (GT6)’nın bu kadar erken duyurulması ve PlayStation 3’e çıkmış olması beni üzdü. Sebebine gelecek olursak, GT5 15 yılda yapılmış bir oyundu ve 2010 yılında çıkmıştı. GT6 ise 3 yılda yapıldı ve PlayStation 3’e çıktı, hem de GT5’den kötü bir simülasyon olarak.

Bence oyun aceleye getirildi ve “Biz PlayStation 3’e oyun çıkartmaya devam edeceğiz” sözünü kanıtlamak için yapıldı. Hâlbuki sen oyunu birkaç sene sonra PlayStation 4’e çıkar, hem grafiklerin daha gerçekçi olur hem de PS4 satışlarını arttırsın. Eğer sürüş hissi hala gerçekçi değilse onu da geliştir, al sana süper bir GT6. Fakat maalesef bu sadece bir hayal sevgili okurlar. Şimdi herkes “Oyun çok mu kötü?” diyor, cevabı vereyim: Maalesef öyle. Nedenlerini de yavaş yavaş anlatacağım.

Öncelikle, oyunu açtığınızda sanatsal bir film çıkıyor karşınıza. Bu filmdeki bazı sahnelere pek anlam veremedim. Bu yüzden direkt geçiyorum ve menüye geliyorum. Oyun tamamen Türkçe, çeviride bir hata yakalamadım. En azından KillZone’daki gibi göze batan bir hata yok. Menü ise Windows 8’in metro arayüzüne benziyor. Buradaki güzellik yüklemelerin GT5 kıyasla bir hayli kısa olması. En azından PS’e 7 GB veri yüklemiyoruz. O neydi öyle, o kadar büyük dosyayı yükledikten sonra arabanın rengini değiştirirken bile tekrar yükleniyordu. Neyse ki GT6’da böyle bir sorun yok. Yani, yükleme yapmadan da oyunu hızlandırmayı bulmuşlar ve eğer GT5 oynadıysanız bunu hemen hissediyorsunuz.

 

Pist ve araç sayısı fazla. Doğru ama kim yarışta Volkswagen T1 Camper Van (Karavan) veya ilginç bir savaş aracı kullanır ki? Bu tür gereksiz arabalarla araç sayısını arttırmışlar. Zaten hepsini kullanma şansınız da yok çünkü kredi ile veya gerçek para ödeyerek araba alıyorsunuz. Hepsini alamayacağınız için de bu sayı pek önemli olmuyor. Çoğu yarış oyuncusunun tutkusu olan kokpit kamerasına da değineyim. Maalesef her araçta kokpit kamerası yok. Hatta neredeyse çoğunda yok. Genelde Japon arabalarında bulunuyor kokpit kamerası.

 

Aslında oyun GT5’e göre daha arcade olmuş. Sürüş hissi simülasyon gibi değil. Yolun kenarına çıktığınızda araba yoldaymış gibi devam ediyor. Ayrıca, viraj alırken de bir sorun var. Siz sola dönmeye başladığınız anda hangi hızda olursanız olun lastiklerden patinaj çekiyormuş gibi bir ses çıkmaya başlıyor ve aracın tavanı da sağ tarafa doğru savruluyor. Tamam, belli bir hızda aniden direksiyonu bir yöne çevirince bunun olması normal olabilir ama bu oyunda hangi hızda ve hangi koşulda olursanız olun, oluyor.Yarışlara gelecek olursak, yeterli miktarda olduğunu ve güncellemelerle de artacağını rahatça söyleyebilirim. Bazı yarışlarda arabayı oyun size verirken, bazı yarışlarda da sizin o koşullara uygun bir araba almanız gerekebiliyor. Sadece normal yarışlar da yok, koni devirme, drift gibi kahve molası diye adlandırılan yarışlar da bulunmakta. Bu yarışlar size fazladan kredi kazanmanızı sağlıyor. Kredilerden söz etmişken, bilmeyenler için söyleyeyim, oyunun para birimi kredi. Bunları yarışlardaki başarınıza göre kazanıyorsunuz. Bonus kredi kazanmak için de oyuna üst üste her gün giriş yapmanız lazım. Bunu çoğu Facebook oyununda da görmüşsünüzdür. İlk gün %110 bonus verirken beşinci gün %200 bonus vermeye başlar. İşte bu özellik, bu oyunda da bulunuyor. Ayrıca yine Facebook ve akıllı telefonlardaki oyunlarda görmeye alıştığımız mikro ödeme sistemi de bulunmakta. Bu da gerçek para ile araba almanızı sağlıyor.

 

 

Yarışlara geri döneyim. Yükleme sürelerinden bahsetmek istiyorum. Evet, GT5’ten daha hızlı bir şekilde yükleniyor ama bazen 1 dakika sürecek olan yarış 2 veya 3 dakikada yükleniyor. Nedense daha uzun yarışlar daha kısa sürede yükleniyor. Yarışlar arasındaki geçişi daha da uzatan bir şey varsa o da menüler. İlk önce yarışı seçiyorsunuz, sonra aracınızın o yarışa uygun olup olmadığını görüp yarışa giriyorsunuz. Sonra yarış hakkında bilgi veren, sizin kaçıncı sırada başlayacağınızı gösteren, daha önce o yarışta bulunduysanız tekrarını gösteren bir menü çıkmakta. Bu menüde de başlata bastıktan sonra yarış yüklenmeye başlıyor ve sonra yarışmaya başlıyorsunuz. Neyse ki tekrar başla seçeneğinde beklemiyorsunuz, bastığınız anda yarışa tekrar başlıyorsunuz. Yarışı bitirdikten sonra ise, yarışı ne kadar sürede bitirdiğinizi ve diğer yarışçıların sizden ne kadar erken/geç bitirdiğini görüyorsunuz. Bu menüyü geçtikten sonra yarışı size tekrar izletiyor. Bunu da geçerseniz ilk baştaki kaçıncı sırada olduğunuzu gösteren ve yarışı başlatacağınız menü çıkıyor. İşte bu menüden de çıktığınızda bir sonraki yarışı seçebiliyorsunuz. Maalesef bu kadar uzun bir işlem, hâlbuki yarış bittikten sonra koy oraya “Sıradaki Yarışa Geç” seçeneğini, biz ona basalım ve bu kadar uğraşmadan geçelim.

 

 

Yapay Yarışçı

Sıralama yarışları dışında bir de zamana karşı yarışlar var. Bu yarışlarda yol dışına çıkarsanız, bir yere veya bir arabaya çarparsanız diskalifiye oluyorsunuz. Şöyle bir durum da var ki, bazı zamana karşı yarışlarda rakip arabalar da bulunuyor. Oyunun yapay zekâsından dolayı da bu araba size çarpıyor ve siz savrulurken rakip araba da yoluna devam ediyor. Bu yüzden yarışırken aracı geçseniz dahi arkadan size vurmaması için dikkat etmeniz gerekiyor.Yapay zekâ hakkında da birkaç cümle yazmam gerekir. Yapay zekâlara fazla zeka vermemişler, sadece “sana belirttiğim çizgi üzerinden git ve kazan” demişler. Siz arabanın önüne geçerseniz umurunda olmuyor ve size çarparak yarışmaya devam ediyor nedense hiç de savrulmuyorlar ama siz vurursanız savrulmamak için ekstra bir özen göstermeniz lazım. Hiçbirinde diğer arabaya çarpmadan hızlanarak geçeyim diye bir komut eklenmemiş. Acaba gerçek hayatta böyle yarışlarda hangi yarışçı diğer arabayı geçmek için bilerek çarpar, çok merak ediyorum?

Ay’da Sürüş Keyfi

Oyunun trailer’ını hatırlayanlarınız varsa, bir sahnede ayda araç süren iki astronot vardı. Evet, oyunda ayda araç kullanıyorsunuz. Bu aslında daha önce gerçek hayatta da yapılmış bir şey. Normal yarıştan tek farkı engebeli bir arazide, yerçekiminin Dünya’dan altı kat daha az olduğu bir yerdesiniz. Yine zamana karşı bir noktaya ulaşmaya çalışıyorsunuz, tabi yerdeki taşlara dikkat etmeniz lazım, havalanırsanız yerçekimi az olduğundan yavaşlıyorsunuz ve süre daralıyor. Bu mod arcade bir oyuna daha çok yakışırmış. Ama ben Polyphony Digital’in bu modu eğlenmek için koyduğunu bildiğimden pek fazla üstünde durmak veya olumsuz yönde eleştirmek istemiyorum.

 

Oyunda bir de fotoğraf çekme bölümü bulunmakta. Burada aracınızı bir bölgede istediğiniz şekilde konumlandırıp, lastiklerinin derecesini de ayarlayabiliyorsunuz. Eğer aracın konumundan memnunsanız fotoğraf makinesine geçip gerçek bir fotoğraf makinesindeki gibi ışık ayarı, netlik ayarı, objektifin açık kalma süresi (terimleri unuttuğum için böyle yazdım) gibi ayarları yapmanız mümkün. Hatta filtreler ile fotoğrafınıza farklı havalar da katabilirsiniz. Fotoğrafları çektikten sonra menüden PS3’ün hafızasına atmanız da mümkün. Sonrasında ufak bir USB bellek yardımıyla çektiğiniz fotoğrafları bilgisayarınıza aktarmanız da mümkün. Hatta isterseniz 3D formatında kaydetmeniz de mümkün. Yani tam bir fotoğraf makinesi eklenmiş oyuna. Ben de, çektiğim birkaç fotoğrafı sizinle paylaşıyorum. Oyunda en çok sevdiğim yer bu oldu diyebilirim. Nedense yarıştan daha çok eğlendim. Araba katalogları için fotoğraf çekiyorsanız kendinizi burada geliştirebilirsiniz.

 

Grafiklere gelecek olursak yine GT5’ten fazla farkının olduğunu söyleyemeyeceğim. Yukarıda çektiğim fotoğraflardan da grafikler hakkında yorum yapabilirsiniz. GT5’te zaten güzel grafiklere sahip olan oyun, bu sefer daha da gerçekçi olmuş. Pist ve araba tasarımları da konsolun gücüne yakışır bir şekilde yapılmış. Fakat bu konuyu gölgelendirme için söyleyemeyeceğim. GT5’te yüksek kalitede gölgeler varken, GT6’da bu kadar kaliteli gölgeler görmek mümkün değil. Bu yüzden oyunun PS4’e çıkmasını istiyordum. Böylece farklı bir GT deneyimi yaşabilirdik.