Daha önce bir ön inceleme yaptığımız Escape Dead Island için şimdi de oyunun kendisini oynadık. Bakalım vereceğimiz paralara değiyor muymuş?
Şu dünyada oyun geliştiricilerin vazgeçmeyeceği iki tema varsa, biri 2. Dünya Savaşı’dır, diğeri ise zombiler. Zombi temalı o kadar çok oyun var ki, liste yapsanız sayfalara sığmaz. Aksiyonlu olanı var, bulmacalı olanı var, platformlu, silahlı, ateş etmeli, arabayla ezmeli, kafa patlatmalı türden, ne isterseniz var. Peki bunların içinde en yenilerinden olan Escape Dead Island nasıl olmuş. Acaba tadından yenmiyor mu? Yoksa sıkıntıdan mouse’u duvara atma isteği mi uyanıyor? Her ne olursa olsun, Escape Dead Island’ı deneme şansı verdikleri için Playstore’a çok teşekkür ediyoruz.
Hemen önden bir bilgi verelim; Escape Dead Island için ön inceleme yazısında asıl Dead Island oyunlarından bolca bahsetmiştik. Ön inceleme yazısını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. O yüzden baştan Dead Island oyunlarından veya yeni çıkacak Dead Island 2’den baştan sona burada bahsetmeyeceğiz. Sadece gerekli yerlerde karşılaştırmalar yapacağız.
Önce ilk izlenim ile başlayalım. Escape Dead Island’da bir zombi salgınının ortasında ufaktan kafayı yemekte olan ana gazeteci karakterimizi yönetiyoruz. Hayal mi, gerçek mi olduğuna karar veremediği acayiplik durumlar ortasında kalan genç adam, ilk zombisini keşfetmenin ve akabinde kesmenin getirdiği hafiften delirme durumları ile boğuşmaktadır. Cliff Calo ismindeki gencin başına gelenleri epey saykodelik, ve zombi kanı ile soslandırılmış bir oyun ortamında deneyimleyeceğimizi düşünüyoruz.
Buraya kadar herşey iyiydi aslında. İlk fragmandaki aksiyona, hayal görme sahnelerine, cel-shaded grafiklere baktık; fena durmuyordu. Önceki Dead Island oyunlarından biraz farklı ama aynı tropik ada ortamında geçen, keyifli bir oyun oynayacağımızı tahmin ediyorduk. Peki neler oldu o adada?