Kategoriler

The Bureau: XCOM Declassified Ön İncelemesi

Çok bilinen oyun serileri sırf isimleri için sömürülmeye başlarsa onlar için son yakın demektir. O yüzden isminin başında yada sonunda böyle bir takıntı görürseniz ister istemez endişelenmeye başlıyorsunuz. Açıkçası XCom The Bureau’nun ilk videolarını gördüğümde bende de böyle bir korku belirmişti. Şahsen ilk videolar midemi bulandırmıştı. Gene de çok beklenen bir oyun olduğundan Aral İthalat’tan öninceleme formu talebi geldiğinde hemen doldurmuştum. Çünkü ne geleceğini gerçekten de merak ediyordum.

XCom serisinin hastası olarak oyunun açılışından çok etkilenmediğimi söylemeliyim. Hani herşey olumsuz gidiyor ama merak etmeyin çünkü sonrasında kendimi oyundan alamadım. İçinize su serptiğime göre şimdi tavayı kızartmaya devam edebilirim.
Oyun büyük klişelerle açılıyor. Geçmişi felaketle dolu ve kendini alkole vermiş, dünyanın çeşitli ülkelerin özel operasyonlara katılmış bir ajan olan William Carter başına gelen bir olaydan sonra (sürprizi bozmayayım) kendini özel güçlere kavuşmuş olarak buluyor. İlk operasyondan sonra (ki takım toplama kurgusu çok güzel oturmuş) da postu XCom’un merkezine atıyor. Burada herşey erken soğuk savaş dönemine uygun olarak tasarlanmış. Yani oyunun tüm yapısı bu kurgu içerisinde.

TBXD_PreviewScreens_Prelude_Approach_Lab_Enc

XCom, aslında olası bir Sovyet saldırısına karşı koymak üzere düşünülmüş, alternatif bir direniş yapılanması olarak sunuluyor. Tüm ülke uzaylıların saldırına uğrayıp iletişim kopunca ve yönetim ortadan kaybolunca işlevi sabit kalsa da haliyle çalışma şekli değişiyor ve Rus’lar yerine uzaylılara karşı direniş gösteren bir merkez halini alıyor. William Carter, sanki o dönemin filmlerinden kopup gelmiş bir baş aktör gibi. Yan rollerdeki adamlar da tam o havada. Bu genel kurgu, merkezdeki hafif puslu grafiklerle çok ama çok iyi oturmuş. Bir de oyunun her karakteri neredeyse ara videoların her karesinde fosur fosur sigara içiyor. Öyle ki sigara içen bir adam bile olsanız bir süre sonra bu gözünüze batabilir. XCom Merkezi’nde O dönemin haberleşme araçları ve teknolojisi emrimizde. Taa ki uzaylıların teknolojilerini çalana kadar. Herşey o kadar mantıklı bir senaryo alt yapısına (tabii uzay istilasının ne kadar mantıklı olduğunu düşünürsek o çerçeve içerisinde kalarak) oturtulmuş ki hiç bir şey gözünüze batmıyor.

Takımı kuralım, uzaylı avına çıkalım

XCom’un Merkezi’ne kendimizi attıktan sonra haliyle kanımız kaynıyor ve görevlere çıkasımız geliyor. Hele hele yöneticimiz bize “uzaylıların canına okuyacağımız UFO’muz bu” diye uçan daireyi gösterince daha da gaza geliyoruz. Damarlarına mürekkep kaçmış uzaylıları avlamaya çıkmak için önce ajanlardan oluşan bir takım kurmamız gerekiyor. Operasyon takımımız biz ve iki ajandan daha oluşuyor ama genel ajan sınıflarına baktığınızda aslında 4 farklı tip görebiliyorsunuz. Takım lideri olarak bu sınıflara kendimizi eklemiyorum. Destek, mühendis, komando ve keşif sınıflarından maalesef sadece ikisini yanınıza alabiliyorsunuz. Bu da alıştığımız geleneksel XCom oyunlarındaki tam takım yönetme keyfini biraz aksatıyor. Haritaların ebatlarını göz önüne aldığımızda 3 kişiden fazlasını yönetirken uğraşacağımız karışıklığı düşünebiliyorum ama bana ne ben tam takım kurmak istiyorum işte!

Agent yetenek

1 2 3

Görüntülenmeler:
230
İlgili etiketler:
· · · · · ·
İlgili Kategoriler
Ön İnceleme
Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com