Gerçek zamanlı strateji için yeni bir soluk! Act of Aggression’ı sizin için inceledik!
Saat 07:14. Erkenden kalkıp sıcak ekmek almaya giden emekli bir albay havasında uyanıyorum. Üzerinde hafif bir uyku mahmurluğu olsa da taze ekmeğin sıcaklığıyla kendine gelen, kokusuyla mest olan o albay edasında elim gidiyor bilgisayara. Emekli olsa da eski günleri unutamamış, erken kalkma alışkanlığını bir ekmekle telafi eden o emektar asker gibi. Karşımdaysa 4 saatlik beklemenin ardından kavuştuğum “O” var! Sıcak sıcak, taze taze, top tüfek sesleri ve yanmış barut kokusuyla yeni inmiş Act of Aggression!
Son günlerde birçok oyundan aşina olduğumuz multiplayer odaklı bir giriş ile karşılıyor bizi Act of Aggression. Diğer oyuncularla bolca iletişim kurabileceğimiz, ekranın büyük bölümünü kaplayan chat kanalları, oyun modları ve multiplayer profil bilgilerimiz eşliğinde sade bir ekrana sahip. Oyunun multiplayer (çoklu oyuncu) odaklı olmasını şimdilik pas geçiyor ve adettendir diyerek senaryo moduyla giriş yapıyoruz maceramıza. Ancak havalı bir şekilde yapılan reklamlar, ağız sulandıran videolar ne yazık ki daha ilk sahnede patlıyor. Zira oyunun hikâye bölümleri, 3.sınıf Amerikan aksiyon filmleri havasında ilerleyen klişe bir terörist hikâyesi ve dublajlı slayt gösterisinden başka bir şey değil. Atmosfer namına bir şey içermiyor ve eğer sabırlı bir oyuncu değilseniz sizi oyundan soğutmak dışında başka hiçbir işe de yaramıyor. Tamam arkadaşım, oyunu çoklu oyuncu tabanlı olarak planladınız da azıcık da olsa bir derinlik katsaydınız hikayeye. Bak orada ne güzel C&C serisi duruyor, biraz örnek alsaydınız keşke! Neyse, bu facianın gözümüzü puslandırmasına izin vermeyip, oyunun genel yapısıyla devam edelim.
Oyunda Amerikan ordusunu temsil eden US Army, Birleşmiş Milletler destekli Chimera ve kafalarına göre bağımsızlık ilan eden, Amerika karşıtı Cartel olmak üzere 3 taraf bulunuyor. Cartel grubu, gizliliğin ön planda olduğu, kırılgan ve pahalı olduğu kadar da güçlü birimleriyle glass-cannon bir yapı sergilerken, US Army daha konusunda uzman birimlerle savaşta yer almayı tercih ediyor. Ancak her ne kadar US birimleri konularında uzman bir çizgide ilerliyor olsalar da, konuları dışında bir görev verildiğinde kolaylıkla devre dışı kalabilen bir yapıya sahip. US’in aksine Chimera ise tek bir alanda değil her alanda iş yapabilen, tecrübeli ancak hafif de olsa kuvvetten yoksun birimleriyle sahnede. Taraflar arasındaki dengeyse bir hayli güzel belirlenmiş. Sınıfların herhangi bir şekilde birbirlerine üstünlüğü bulunmuyor ve her artı, yan bir eksiyle dengelenerek, oyuncu kararlarını ön plana çıkarıyor. Ancak yine de eğer gerçek zamanlı strateji oyunlarına alışkın değilseniz, başlangıç için Cartel’den uzak durmanızda fayda var. Zira tecrübesiz oyuncular için kırılgan yapısı çoğu zaman rahatsız edici ve zorlayıcı olabiliyor.
Act of Aggression’da üretim konusundaysa dolar, alüminyum, nadir element ve elektrik olmak üzere 4 temel kaynak belirlenmiş. Bunlardan alüminyum ve nadir element sadece harita üzerindeki noktalardan temin edilebilirken, dolar için iki yol belirlenmiş. Bu yollardan ilki, diğer madenlere benzer olarak, petrol kuyularını sömürmek, diğeriyse harita üzerindeki kritik noktalarda bulunan bankaları ele geçirmek. Her bankanın belirli bir dolar kapasitesi bulunuyor ve bu binaları ele geçirmek yalnızca maddi değil, harita kontrolü açısından da büyük önem teşkil ediyor. Bankaları kontrol altına alan oyuncular kaynaklara giden yollarda kolaylıkla üstünlük sağlayabiliyor ve rakiplerine karşı güzel bir avantaj elde edebiliyor. Bunun en büyük sebebiyse madenlerin oldukça sınırlı olması ve kaynakların fiziksel olarak taşınma gerektirmesi. Zira oyun oldukça büyük haritalara sahip ve madenler arasındaki mesafeyse bir hayli uzun. Peki, bu yolları korumak için tek yol bankalara sahip olmak mı? Tabi ki hayır! Bir savaşta olduğumuzu ve ufak da olsa kasabalar ve şehirlerde savaştığımızı düşünürsek, siper alabileceğimiz birçok bina bulunuyor haritada. Ele geçirdiğimiz bu binalar sayesinde kaynak yollarını koruyabiliyor, harita üzerinde görüş elde edebiliyor veya düşman saldırılarına karşı bir sığınak olarak kullanabiliyoruz.
1 2