HTC’nin yeni sanal gerçeklik ürünü HTC Vive’ı lansmanında denedik. Buyrun detaylar.
29 Eylül günü Raffles Otel de HTC’nin yeni sanal gerçeklik ürünü için gerçekleştirilen HTC Vive (Virtual Realtiy) lansmanına katıldım. Daha önce Oculus Rift ile kısa bir VR deneyimini yaşamış birisi olarak gerçekten farklı olarak ne var diye merak ettim yol boyunca. Üstelik daha önceki Oculus deneyimim de yaşadığım hafif motion sickness’ı acaba bu sefer de hissedecek miydim? Aklımdaki en önemli sorulardan bir tanesi buydu açıkçası. Lafı fazla uzatmadan hemen detaylara geçeyim.
VR için hazırladıkları geniş bir kabin vardı, açıkçası Oculus‘da olduğu gibi sadece kafamda VR gözlüğü ile bir sandalyeye geçip oturacağımı düşünürken gördüğüm manzara oldukça hoşuma gitti. Ayakta olacaksınız ve istediğiniz gibi gezebilirsiniz dediklerinde iyice meraklanmadım desem yalan olur. VR gözlüğü ve kulaklığı taktıktan sonra iki tane de kontrol cihazı tutuşturuldu elime. O an anladım ki bir şeyler ile etkileşim içinde olacağım.
Gezinme konusunda ise tabiiki gezebileceğiniz alan sınırlı. Ancak duvara çarpma gibi bir sıkıntınız yok, teknoloji demosu zaten gidebileceğiniz sınırı size gösteriyor. Bölyece kafanıza “aman bir yere toslamayayım” derdi olmuyor. Rahat rahat hareket edebiliyorsunuz. Gösterilen demolar 4K kalitesinde ve oldukça heyecan verici 3 farklı demodan oluşuyordu.
İlk demo da su altında bir batık üzerinde başladığımız minik bir gezi. Demo etrafta yüzen balıklara dokunmaya çalışırken hepsinin kaçışması ve dev bir balinanın gelmesi ile iyice şenleniyor. Ancak balina gerçekten büyük. Kuyruğunu salladığında bir kaç adım geriye gittiğimi belirtmem gerekiyor.
İkinci demo ise çizim yapmak üzerine hazırlanmış. Profesyonel çizerlerin bu tekonoji ile üç boyutlu olarak harika eserler çıkartabileceklerini düşünüyorum. Ben sadece etrafa yuvarlaklar kutular falan çizebildim 🙂
Üçüncü ve son demo ise asıl beklediğim, acaba dediğim demo oldu. Neden diye soracak olursanız kabine girerken dış kaplamadaki Portal 2‘den tanıdığımız Atlas karakterinin çizimi vardı (Portal serisini çok ama çok severim). Ve evet, beklenen oldu son demo yüklendiğinde Portal’ın içerisindeydim elimde portal gun olmasa da içinde bulunduğum laboratuvarı kurcalarken oldukça keyif aldım.
Portal’dan sesi tanıdık gelen Announcer‘ın bana verdiği direktifler ile sağı solu kurcaladım. Hatta benden bir robotu (Atlas) tamir etmemi istediğinde işler iyice eğlenceli bir hal aldı. Robotu tamir etmeyi başaramadığım zaman laboratuvar duvarlarının yıkılması ve GLaDOS‘un (ki GLaDOS en sevdiğim karakterlerden bir tanesidir) o görkemli dev robot bedeni ile yüzümün dibinde bittiği “Oh! Demek sensin!” diyerek başlayarak her zaman yaptığı gibi alaycı şekilde konuşmasını sürdürdüğü sırada yaşadığım heyecanı tarif etmem gerçekten çok zor. Kendi kendime tek söyleyebildiğim kesinlikle Portal’ı bir de bu şekilde oynamak istediğimdi. Belirtmeden de geçemeyeceğim, Portal oynarken o tesis içerisinde bir deney faresi gibi hissediyorduk. Ancak VR ile bu hissiyat çok daha sert, çok daha gerçekçi oldu.
Özetle HTC’nin geliştirmekte olduğu VR teknolojisi şu an için beni tatmin etti, ne motion sickness yaşadım ne de etrafımda olan bitene tepkisiz kaldım. Son derece memnun ayrıldım, çok keyif aldım.
Evet bu donanımlar ile bir oyun oynamanın vakti geldi de geçiyor. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki sadece oyun değil bir çok farklı sektörde hatta özellikle eğitim sektöründe inanılmaz iş yapacaktır. Robot tamirinden bahsetmiştim bunu bir düşünün. Motor, elektirik, elektronik, hatta tıp eğitimlerinde ve daha bir çok alanda iyice geliştirildikten sonra rahatça kullanılabilir. Aklınıza gelen alanlar varsa yorum olarak belirtmekten çekinmeyin. Özellikle de kontol cihazları yerine eldiven gibi bir teknoloji geliştirilir, eklenirse inanılmaz olacaktır.
Patron, ofise ne zaman alıyoruz bu cihazdan? 🙂