Kategoriler

Mirror’s Edge Catalyst PC İncelemesi

Mirror’s Edge Catalyst sonunda geldi. Faith’in hikayesine daha bir derinden baktığımız ikinci oyunda işler iyice karışıyor.

Sonunda beklediğim an geldi ve Mirror’s Edge Catalyst çıkışını yaptı. İlk oyunu daha dün gibi hatırlıyorum, oldum olası free running olayına gıpta ile bakmış bir adamım. Ancak hiç bir zaman çıkıp olayı denemeye fırsatım olmadı, zaten sanmıyorum ki deneyeyim 🙂 eh ülkemizde de ortam bu iş için pek müsait olmadığına göre (Parkta mı koşayım olm, gökdelenleri sıraya dizin!) bir de zaten amca ve teyzeler var “zibidiye bak” diye bizi izleyecek, arkamızdan da küfürü basacaklar. Hem bu iş en fazla belediye çukurlarının üzerinden atlamaktan ibaret olacaktır diye düşünüyorum.

Fragtist-Mirrors-Edge-Catalyst-ss (2)

İlk oyun beni kendine aşık etmeyi başarmış ancak 3 saat kadar kısa bir sürede bittiği için hevesimi kursağımda, tadını damağımda bırakmıştı. Senaryo konusunda biraz sıkıntı yaşayan Mirror’s Edge, oynanışında yaşattığı eğlencesi ve online ortamdaki rekabeti ile oldukça keyifliydi. Tabii bu keyifte bir süre sonra son buldu çünkü oyunu Unreal Engine ile açıp, zamanlamaları istedikleri gibi düzenleyen hilebazlar en kısa zamanda yarışı bitirmiş gibi kendilerini gösteriyorlardı. İşte o noktada Mirror’s Edge bir çok oyuncu için öldü. Neyse ki bu sefer EA ayağını yere sağlam basmış ve çatıdan yuvarlanmamış. Çünkü en iyi süreler artık bilgisayarımızda tutulup sonra sunucuya gönderilmiyor, direkt olarak sunucuda tutuluyor. Artık legit bir şekilde yarışabiliriz! (Ta ki yine bir cheat mevzuu olayı keşfedilene kadar)

Mirror’s Edge’i diğer FPS oyunlarından ayıran en büyük özelliği, elimize silah alıp karşımıza çıkanları bir bir öldürmek yerine, sürekli bir yarış halinde olmamız. Ya zamana karşı yarışıyor, verilen görevi belirlenen süre zarfı içerisinde bitirmeye çalışıyor ya da güvenlik görevlilerinden bir bir sıyrılmaya çalışırken koşabildiğimiz kadar hızlı koşmaya çalışıyoruz. Tabii sürekli olarak kaçmak zorunda değiliz, istersek onlarla dövüşme şansına da sahibiz. Zaten ilk oyunda pek de dövüşemiyor en fazla ellerindeki silahı alıp atıyor (istersek tetiğe basıp kullanabiliyorduk da) ya da bir tekme basıp yolumuza devam ediyorduk. Bu sefer işler biraz daha eğlenceli hale gelmiş. Yumruk, tekme, falan derken paldır küldür dalabiliyoruz. Ancak bu sefer de silahlarını ellerinden alıp ateş etme olayını kaldırmışlar. Oyunun hemen başında verilen ufak bir eğitim ile neler yapabileceğimizi hızlıca öğreniyoruz.

Oyuna uygun fiyatla Kinguin üzerinden sahip olabilirsiniz.

fragtist-mirrors-edge-catalyst-kinguin

Catalyst’in getirdiği yenilikler arasında en sevdiğim açık dünya oynanışı ve Faith‘in yeteneklerini istediğim gibi geliştirebiliyor olmam oldu. Açık dünya oynanışı sayesinde oyunun ana senaryosu dışında bir de yan görevler eklenmiş.  Yan görevler dışında bir de sağda solda dikilen NPC’lerden basit kurye görevleri alıp yapmak da zamana karşı koşarken oldukça keyifli. Tabii bütün bunların yanında açık dünya olan oyunda sürekli olarak etrafta diğer oyuncular tarafından yaratılmış farklı parkurlar görüyoruz. Şimdi yaratılmış parkurlar deyince sanki haritalar gibi oldu ancak durum o şekilde değil. Şehir içerisinde kendi isteği doğrultusunda iki nokta arasında koşan bir oyuncu, isterse bunu kaydederek diğer oyuncular ile paylaşabiliyor ve kendi en iyi süresi ile bizlere meydan okuyor. Oyuna sürekli olarak yeni bir rekabet getireceğini düşündüğüm bu sistemi oldukça başarılı buldum.

Fragtist-Mirrors-Edge-Catalyst-ss (6)

Oyun süresince EA yine ilk oyunda olduğu gibi Faith karakterinin ne kadar büyük sıkıntılar içerisinde olduğunu bize aktarmayı başarıyor. Bu sefer Catalyst ile zaman zaman Faith’in çocukluğundan anılar görüyoruz. EA bu anılar ile Faith karakterinin içini doldurmaya çalışırken sanki bir şeyleri atlamış, o da yan karakterler. Ara sinematiklerde yan karakterleri izlerken siz de hissedeceksiniz. Bazen içi çok boş karakterler oldukları hissiyatını uyandırıyorlar. Bazen de tepkileri ile balyoz gibi vuruyorlar yüzünüze. Bir garip doğrusu. Buna sebep olan ise kesinlikle karakterlerin seslendirmeleri diye düşünüyorum. Her ne kadar seslendirmeler iyi olsa da yüz animasyonları bir çok sahnede o hissiyatı tam olarak vermeye yetmemiş.

Ana konuya biraz değinmem gerekirse, mevzu Faith’in KrugerSec patronu olan Kruger‘ı durdurmaya çalışması üzerine işleniyor. KrugerSec’in aktif edeceği bilgisayar kontrollü bir virüs ile insanları tüm hislerinden, duygularından arındırmayı ve manipüle etmeyi planlıyor. Ancak işin kötü tarafı bu olayın gerçekleşmesine engel olmaya çalıştığımız esnada, koca oyun boyunca yan görev aldığımız karakterler ve bizler ile direkt olarak ilişkisi olan karakterler dışında hiç bir sivili göremiyor olmamız.

Hani tamam koca şehrin çatılarında zaten sivil görmek oldukça zor ama bari ara sahneler ile bu eksikliği giderselermiş. Haliyle sivil görmediğimiz bir oyunda da sivillerin hali hazırdaki durumlarını tam olarak kavramak hatta durdurmak istediğim virüsün, başaramazsam ne kadar büyük bir problem olacağına duygusal olarak biraz bile yaklaşamadım.

Fragtist-Mirrors-Edge-Catalyst-ss (2)

(İlk oyunu oynamamış olanlar bu paragrafı atlayabilir, spoiler olabilir) Zaten biz Faith’in kardeşinin ölmemiş olması gerektiğini de biliyoruz. İlk oyunda kendisini görmüştük. Ki bu oyun zaten ilk Mirror’s Edge’in öncesini konu alıyor. Bu noktada da Faith’in kendi içerisinde bulunduğu aile özlemi ile birlikte kardeşini ölüme terk etmiş olması falan derken “eh bu kızın zaten kardeşi yaşıyor abi” diyorsunuz. Bir de ödemesi gereken bedelleri de gördüğünüz de bu virüs sorunsalı geri planda kalıyor. Senaryo en kritik olduğunu düşündüğü noktalarda bizi elinden kaçırıyor. Ancak yine de akıcılığı ve merak ettirdiği “bir sonraki koşu da ne olacak” sorusu ile oynatmaya devam ettiriyor. (Spoler bitti)

1 2 3

Görüntülenmeler:
213
İlgili etiketler:
· · · · ·
İlgili Kategoriler
İncelemeler · Oyun İnceleme · PC
Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com