Kategoriler

Tyranny İncelemesi

Hikayeye kötülerin cephesinden bakma fırsatı sunan Tyranny masamızda, detayları incelememizden okuyabilirsiniz.

Obsidian Entertainment deyince RPG severlerin aklında hemen iyi kurgulanmış karakterler, bol detaylı şehirler ve en önemlisi de kaliteli bir hikaye canlanmaya başlar. Her oyuncunun bu adamlarla bir kez görüşmüşlüğü, dünyalarında saatlerini harcamışlığı vardır. İşte bu tecrübeli ekibin yeni oyunu Tyranny ile yeniden maceraya atılıyor, kötü kalpli ejderhanın elinden, güzeller güzeli prensesi bir kez daha kurtarma… Bir dakika! Bu başka bir hikaye! Bu sefer prensesi kurtarmak yok, bizzat ejderha olmanın zamanı geldi! (Buraya gerilim müziği ve şimşek efekti gelecek! “Hın hın hın, fiişşuuuu, çıpşaaa”)

Tyranny, rol yapma oyunlarında ufak (!) bir farklılık yaparak bu sefer bize kahraman değil, bizzat kötülüğün kendisi olma fırsatını sunuyor. Barış içinde yaşayan bir ülkenin kaderi, Kyros isimli zalim bir hükümdar tarafından ele geçirilir. Topraklarını ise disiplinli ordulardan oluşan Disfavored ve saf güruhtan oluşan barbar Scarlet Chorus isimli iki grupla yönetir. Bizse bu yüce kudretin yüksek bir temsilcisi, Kader Belirleyen (Fatebinder) olarak, diyar diyar gezerek adaleti sağlayan, potansiyel isyanları bastıran ve her şeyin kaderini belirleyen kişi olarak adım atarız hikayemize. Alışılmışın aksine hiç klişe değil, değil mi? Öyleyse devam ediyoruz!

fragtist_tyranny_inceleme_1

Oyunumuz rol yapma oyunları için ne çok detaylı ne de çok sade diyebileceğimiz bir karakter yaratma ekranıyla karşılıyor bizi. Önce karakterimizin cüssesine ve tipine karar veriyor, arkasından başlıyoruz geçmişini yazmaya. Bu konuda Tyranny bir hayli cömert davranıyor oyunculara. Savaş büyücüsünden diplomata, kafes dövüşçüsünden avcıya kadar 8 farklı geçmiş bulunuyor. Seçtiğimiz geçmişe göre hem gelecek diyaloglarımız hem de karakter özelliklerimiz şekilleniyor. Bu yüzden seçici olmakta fayda var.

Tyranny’de sabit bir sınıf sistemi bulunmuyor. Klasik sınıf sisteminin yerini Uzmanlık adı verilen, kabaca savaşma şeklimizi belirleyen bir sistem almış. Geçmişimizi oluşturduktan sonra bu bölüme geçiyor, büyüden topuza, kılıçtan yumruğa toplamda 10 seçenek arasından tercih yaparak, savaş tarzımızı belirleyebiliyoruz. Ancak bu noktadaki kararımızın pek de bir bağlayıcılığı yok diyebiliriz. Tabii, böyle bir karar alırsak güzel bir ekstradan oluyoruz ama yine de verdiğimiz karara uymayabilir, karakterimizin diğer yeteneklerine oyun içinde karar vererek, oynanış tarzını dilediğimiz yöne çekebiliriz.

fragtist_tyranny_inceleme_2

Karakterimizin geçmişini, uzmanlığını ve tipini aradan çıkardıktan sonra karşımıza, oyuna başlama şeklimize karar verdiğimiz ilk yol ayrımı geliyor. Dilersek Conquest seçeneğiyle, Kyros’un fetihlerindeki maceramızı kendimiz belirleyebiliyor, dilersek Quick Start seçeneğiyle oyuna direk dahil olabiliyoruz. Ancak Conquest kısmını pas geçmemekte fayda var zira grupların bize olan bakış açılarında etkisi bir hayli büyük. Masaüstü bir harita üzerinde oynadığımız Conquest bölümünde amacımız fethedilecek bölge kararlarını vermek. Her bir fetih noktası kendine has artıları barındırıyor ve her bir fetih, 3 adımda tamamlanıyor. Bu adımlarsa ikişer seçenekten oluşuyor.

fragtist_tyranny_inceleme_3

Bu opsiyonlardan kiminde isyana kalkışan bir grubun kaderine, kimindeyse saldırı taktiğimize karar veriyoruz. Ancak bu noktadaki karar çok da detaylı bir niteliğe sahip değil. Her adım opsiyonu için önümüzde biri Disfavored grubunun, diğeri Scarlet Chorus’un önerisi olmak üzere yalnızca iki alternatif bulunuyor. Yani bir şehri ele geçirmek için toplamda 6 olaydan 3’ünü, 12 karardan 6’sını tercih edebiliyoruz. Vereceğimiz karara göre şehrin kaderi ve grupların bize bakış açısı şekil alıyor. Detay miktarı pek fazla olmasa da bir hikaye arka planı oluşturmak için oldukça hoş bir özellik olmuş.

The Last Guardian İncelemesi

1 2 3

Görüntülenmeler:
240
İlgili etiketler:
· · · · · · · · · ·
İlgili Kategoriler
İncelemeler · Oyun İnceleme · PC

Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com