Kategoriler

Hobbit: Beş Ordular Savaşı Üzerine

En baştan söyleyeyim. Bu yazı bir kitap-film karşılaştırması değil, iyi bir fantastik roman okuyucusunun yazdığı bir film eleştirisidir. The Hobbit kitabından 3 film çıkartmak zaten başlı başına bir yazı konusu. Ben filmi serinin bir parçası değil tek başına bir film olarak ele alacağım. BU YAZI FİLME İLGİLİ SPOILER İÇERİR. Eğer filmi henüz seyretmediyseniz bu yazıyı okumayın. Ya da okuyun. Siz bilirsiniz 🙂

Yıllardır fantastik edebiyatın içerisinde haşır neşir olan ve özellikle tarihi filmlerin heveslisi bir sinema seyircisi olarak Hobbit: Beş Ordular Savaşı beni çok eğlendirdi. Ama şunları söylemem gerek:

Filmin bir girişi yok. İkinci filmi seyretmediyseniz neler olduğunu kesinlikle anlamanız mümkün değil. Yanınıza kitap yada filmle alakası olmayan bir arkadaşınızı alıp giderseniz ilk 5 dakikada kulağına eğilip bir özet geçmeniz kaçınılmaz. Filmin ilerisinde de karakterleri biraz anlatmanız gerekir. Yoksa Hürriyet’in muhteşem film eleştirmeni Ömür Gedik gibi size dönüp “5 tane kıllı adamı neden izlemeye geldik ki? ” gibi bir yorumda bulunabilir.

Film daha başından sizi hızlı bir tempoya oturtuyor ve çok indirmeden sonuna kadar götürüyor. Görsellik açısından çok başarılı olduğundan tek vuruşta geyiğin (aslında bir Elk) boynuzuna asılı altı Ork’un kafasını uçurma gibi sahneleri gayet eğlenerek izliyorsunuz (kimse Cüneyt Arkın’a bık bık etmesin arkadaş). Efsanevi Elf ve Dwarf ordularının savaş alanındaki geniş çaplı manevralarına şahit oluyorsunuz. Dwarf’ların bir gecede ördüğü duvarın sağlamlığını taktir ederken onların aşılmaz kalkan duvarı gibi savaş taktiklerini bir filmde ilk defa görebiliyorsunuz. Aslına bakarsanız filmin esas yıldızı Dwarf’lar. Başından sonuna kadar onların neredeyse tüm becerilerine şahit oluyorsunuz. Savaş ekipmanlarını ve bineklerini görüyorsunuz.

Filmde sahneleri birbirine bağlarken eksikler de görüyorsunuz. Mesela kartallar neden her zamanki gibi en son noktayı koydular. Göğüs zırhı olmayan binekler uzun mızraklarla silahlanmış tam zırhlı Orklar’ı nasıl takır takır vurup devirebiliyor (hız tamam ama bir Ork’ta mızrağını uzatmayı düşünemiyor mu arkadaş)? Neden koca ordu Orklar’ı alt etmek için bir avuç Dwarf’un saldırısını bekledi ( Tamam başlarında kral var ama dağınık bir saldırıyla koca Ork ordusu neden yarılıyor. Ork’ların savaş liderleri neden onları organize etmiyor) vb anlatım eksikleri var. Hepsinin bir nedeni mutlaka vardır ama sahneler birbirine bağlanmıyor.  Gene de bunlar eğlenceyi kesinlikle bozmuyor.

Asıl eğlenceyi bozan benim seyrettiğim versiyonda Fíli ve Kíli ‘nin öldürülme sahnelerinin makaslanmasıydı. İkisi de resmen deşilmesine karşın sahneler son dakikada kesilmişti. Bu muhtemelen filmin yaş aralığının düşürülmesi için yapılmış bir numaraydı ama en azından özel gösteriminde kesilmemeliydi.

Ben filme zaten çıtayı çok yüksek tutmadan gitmiştim. Açıkçası tek derdim eğlenmekti ve film beni eğlendirdi. Bir sinema filmi olarak, sanatsal açıdan vb bir çok konudan kaynaklanan eksikleri olabilir. Zaten benim de bu konuda biz uzmanlığım yok. Onlara bir şey diyemem. Ama fantastik evrenleri ve en basit tabiriyle “kılıçlı kalkanlı” filmleri seviyorsanız mutlaka gidin. Yok illaki kitaba bağlı kalınsın (ki bu zaten o kadarcık içerikle mümkün değil), üst seviye bir Hollywood filmi olsun diyorsanız benim gibi beklentilerinizi aşağıya çekip gidin.

Bu kadar çok Orta Dünya Filmi’nden sonra zaten bir doygunluğa erişmiştik. Bu da serinin sonuna keyifli bir nazar boncuğu oldu. Özellikle Dwarf hastasıysanız sakın kaçırmayın.

Görüntülenmeler:
118
İlgili etiketler:
· · · · · · · · · · · ·
İlgili Kategoriler
Blog
Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com