Adalet filmini izlerken aklınıza iki farklı isim gelecek. Birincisi Hitman, ikincisi ise Sherlock Holmes. Yazıma devam etmeden önce filmin bazı sahnelerinin rahatsız edici olduğunun altını çizeyim. Bol kan ve işkenceye maruz kalabilirsiniz.
Sevgili McCall karakteri son derece karizmatik bir amcamız ve bir o kadar da psikopat. Tatlı gülüşünün ardında korkunç bir katil uyuyor. Ancak bu katil, sadece ihtiyacı olduğu zamanlarda ortaya çıkıyor. Tıpkı patlamaya hazır bir dinamit gibi.
Hitman ve Sherlock Holmes benzetmesindeki nedenlere gelecek olursak, öncelikle film boyunca profesyonel ölümlerle karşılaşıyoruz. Sıradan bir polisin, McCall’ın sebep olduğu ölümleri anlaması imkansız. Doğal olarak kendisinin arkasına eğitimli başka bir katil takılıyor. İşin aksiyonu da tam bu noktada başlıyor. McCall, tamamen saplantılardan oluşan bir karakter. Rakibinin neyi varsa alıyor ve ona karşı kullanıyor. Ayrıca kendisi sıradan bir insan gibi görünse de geçmişi oldukça zengin. Aşağıdaki videoyu izlerseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Film boyunca nesnelere veya insanların üzerindeki detaylara odaklanan bir karakter görüyoruz. Odaklanma kısmı da bana direkt Sherlock Holmes filmindeki detayları hatırlatıyor. Yavaş geçişler ve planlı yürüyen bir aksiyon. Yönetmen Antoine Fuqua, aksiyon sahnelerinin gerçekmiş gibi görünmesi için elinden geleni yapmış.