Oyunda müzikler, atmosfer ve sanat yönetimi üst seviyede. Muhteşem ortamlarda, gaza gelerek ve kendinizi o dünyanın atmosferine kaptırarak savaşıyorsunuz. Bu da oyuna saatlerinizi rahatça gömebilmenizi sağlıyor. Görevlere gittikçe tecrübe puanı toplayıp karakterinize ve silahlarınıza seviye atlatıyorsunuz. Her seviye atladığınızda yeni yetenekleriniz açılıyor. 15. seviyeden sonra dilerseniz bir altı sınıf da seçebiliyorsunuz. Aslında herşey kullanıma bağlı. Yani yetenekleriniz ve silahlarınız kullandıkça seviye alıyor. Tabii bunun bazı ipuçları da var. Ama o kısmı rehbere bırakıyorum.
Destiny’de ana üssünüz The Tower. Buradan görevler alıyor, gene buraya teslim ediyor. Silahlarınızı buradan alıyorsunuz. Yine buradaki loncalara görevler yapıp onlarla olan ününüzü arttırıyor ve böylece üst seviye silahları alıyorsunuz.
Görevlerde ise bir kaç tip var. Hikayeyi takip edebilir, devriyeye çıkabilir ya da bitirdiğiniz haritalarda rastlansal olarak gönderileceğiniz Strike görevlerine gidebilirsiniz. Zaten ana hikaye bittikten sonra geriye iki şey kalıyor. Ya PvE yapacak, Strike ve RAIDlere katılıp oradaki epik silahlarla en fazla 20 olan seviyenizi 26’ya kadar arttıracaksınız ya da PvP yapacak yani Crucible denilen bölgeye gideceksiniz. Açıkçası 20’den sonra yapılabilecek tek şey aynı görevleri tekrar tekrar, farklı zorluk seviyelerinde yerine getirmek. Zorluk seviyesi demişken hikayeyi takip ettiğiniz sırada, seviyenize uygun görevleri normal yerine hard seçeneğiyle tamamlayarak daha fazla ödül kazanmanız mümkün. 20’den sonra bunlar heroic olarak da yapılabiliyor.
Destiny’nin silahları elektrik, ateş vs farklı element zararları da veriyor. Oyun bu tarafıyla Borderlands’i andırıyor. Her görev sonunda garantili olmak üzere bölüm içerisinde rastlansal olarak silah vb. malzemeler bulabilmeniz de Diablo’ya benziyor. Ama bu eşyalar Diablo’daki kadar sık düşmüyor.