Eski okulla yeni bir anlayışı birleştiren son derece orijinal bir rol yapma oyunu. Türün meraklıları mutlaka edinmeli.
Divinity: Original Sin çok klasik bir senaryoyla başlıyor. Başı belada olan bir kasabaya iki Source hunter olarak gidiyoruz. Source hunterlar Sourcererlar’ı avlıyor. Zaten oyunun espri anlayışını daha buradan görüyorsunuz. Bu arada iki demişken oyunun başında bu iki karakteri de bizzat siz yaratıyor ve herşeyini ayarlayabiliyorsunuz. Sonradan grubunuza bir büyücü ve iki elli kılıç kullanan bir savaşçı da katılıyor. Oyun çok zor olduğundan en baştaki karakterlerinizden birisini şifacı olarak yaratmanızı tavsiye ederim. Sonradan onu yarı okçuya çevirip grubu dengeleyebilirsiniz. Çünkü bu oyunda okçular gruba BÜYÜK avantaj sağlıyor.
Ana kasabaya girdiğinizde kasabanın hem orc hem de undead saldırısı altında olduğunu öğreniyorsunuz. Üstelik kasabada bir cinayet işlenmiş. Siz bunların hepsini çözmeye çalışıyorsunuz. Benden size tavsiye. Hemen hana gidip savaşçıyı grubunuza alın. Sonra kasabanın yöneticisinin (Mayor) evinin üst katındaki kütüphaneden de büyücüyü grubunuza katın. Bundan sonrası tamamen sizin oyunu nasıl oynamak istediğinize kalmış. Önce güneye sonra hafif batıya ve kuzeye gidip, mezarlıkta biraz oyalanıp level 6 olmadan dışarıya çok açılmayın. Çünkü bu oyun ZOR! Öyle süper kahraman grubunuzla her gruba paldır küldür dalamazsınız. Anında ölürsünüz. Çevreyi kullanarak, elementlerin önemini aklınızdan çıkarmadan. Planlı ve sakince savaşıp level atlayın.
SAVAŞMAK DEYİNCE
Bu oyunda herşey hareket puanıyla alakalı. İster büyü kullanın ister kılıç savurun herşey hareket puanıyla sınırlı. Siz haritada gerçek zamanlı gezerken bir düşmana rastladığınızda savaş sıra tabanlıya geçiyor. Ama bundan önce bazı büyüler yaparak yada varillerin yerini değiştirerek savaş alanını kendi avantajınıza çevirebiliyorsunuz. Örneğin ben yanan düşmanlarla kapışmadan önce savaş alanına yağmur yağdırıyorum. Böylelikle hem varolan ateşler sönüyor ve savaş sırasında adamlarım tutuşmuyor hem de bana saldıran düşmanlar ıslandıklarından dolayı zayıflıyorlar ve büyücümün yıldırım saldırısına açık hale geliyorlar. Varillerin yerlerini iyi belirleyip düşmanı sıkışık noktalara çekmek, okçunuzla savaş alanında zehir, ateş, duman vb etkili oklar kullanarak savaş alanını kendinize göre şekillendirmek gibi bir sürü taktik uygulayabilirsiniz.
Tabii ki her RPG’de olduğu gibi öncelikli düşmanlarınız büyücüler ve okçular olmalı. Bu oyunda savaş taktiksel davranmakla ve savaş alanına önceden bakmakla kazanılıyor. Allah’tan kamerayı önceden kaydırıp düşmanlarımızı görebiliyor. Gerekirse sneaking yeteneği ile yaklaşıp ilk darbeyi vurabiliyoruz.
İPUÇLARI
Burası çoook uzun bir yazı olabilir ama kısa tutalım. Bir karakteriniz Crafting ve Blacksmithing, öteki Leadership’te uzmanlaşsın. Bu oyunda yaptığınız eşyalar bulduklarınızdan bir kat daha iyi oluyor. O yüzden size hazırladığımız rehberdeki ipuçları çok işinize yarayacaktır. Ben kalkanı bir tarafa atıp iki adet iki elli silah kullanan savaşçıyı öne aldım. Arkaya bir şifacı/okçu ve bir büyücü yerleştirdim. Arkadaki her iki karakter de iyileştirme büyüsü atabildiğinden grubu gerektiğinde geri tutup gerektiğinde öte sürebildim. Tüm savaş boyunca tıpkı satranç oynar gibi destekli ilerlemelisiniz. Çünkü bu oyundaki savaşlarınızda genelde hep sizden çok sayıdaki düşmanla kapışacaksınız. Özellikle oyunun başındaki bazı savaşlarda önceden bilmeniz mümkün olmadığı için hiç bir şekilde engelleyemeyeceğiniz saldırıları kafanıza yiyecek ve küfür edip baştan savaşı yükleyeceksiniz.
Tabii ki quick save tuşunun F5 olduğunu da hemen burada söyleyelim. Savaş sırasında da save alabiliyorsunuz.
Ha bir de bir karakterinize hayvanlarla konuşma yetisini öğretin. Oyun içerisinde bu hayvanlar size ipuçları verebiliyor.
Haritada kamerayı serbestçe gezdirebiliyorsunuz. Yani inatla tüm grubu yürütmenize gerek yok. Eğer arada açılması gereken bir kapı vs yoksa açtığınız haritanın ucuna tıklayın grup otomatik olarak oraya yürüyor.
Kasabada Gerome adlı bir tablo satıcısı var. Bu satıcıda her zaman para bulunuyor. Eğer toplu bir satış yapacaksanız bu adama gidin.
Anahtarları tek bir karakterde toplayın. Eğer elinizde anahtarvarsa, fakat bu anahtarın çantasında bulunduğu karakterle o kapıya tıklamazsanız kapı açılmaz. Çok can sıkıcı bir ayrıntı bu. Bunun yüzünden geçebileceğiniz yerlerde takılabiliyorsunuz.
Bir yerde alan etkili bir büyü kalıcı olarak duruyorsa. Mesela aynı alana inatla şimşekler düşüren bir tuzak çalışıyorsa oraya bir fireball atın. Fireball’un etkisi geçene kadar yürüyüp geçebilirsiniz.