Oyunu oynarken aklınıza başka birçok oyun gelecek. Bunun sebebi Hohokum’un bir çok türdeki diğer oyunlara benziyor olması veya diğer oyunlara gönderme yapılmış olması değil. Ama oyuna başlar başlamaz karakterinizden dolayı aklınıza Nokia telefonlarda bulunan Snake gelecek, biraz ilerleyince görsellerden ve renklerden dolayı da LocoRoco’yu hatırlayacaksınız. Bunları okuyunca “Demek ki başka oyunlardan biraz biraz alıp bu oyuna koymuşlar.” demeyin, yazdıklarımı yanlış anlamış olursunuz. Hohokum’un kimyasında uzun süredir oyun oynayanların bugüne kadar oynadıklarıdiğer oyunları akla getirmesi gibi bir özelliği var.
Oyunu basitçe anlatacak olursam, siz bir solucansınız ve ilerliyorsunuz. Evet, bu basit espriyi de yaptıktan sonra Hohokum’un nasıl bir oyun olduğunu anlatabilirim. Oyuna başlar başlamaz “Long Mover” isminde, solucana benzer bir karakteri yönetmeye başlıyoruz. Kendisi, bir göz ve kuyruktan oluşmakta. Farklı tuşlar ile yönetebildiğimiz bu solucanımsı şey gittiği yöne göre renk değiştiriyor. Tabi şimdi böyle renkli bir oyun görünce çocuk oyunu diye düşünüp uzaklaşmayın. Açın oyunu, biraz oynayın. Bir bakmışsınız ki saatler geçmiş ve siz çok ama çok eğlenmişsiniz.
Oyunda kontrolleri kısa bir süre içinde öğreniyorsunuz ve sonrasında oyun size hiçbir şey söylemiyor. Ne yapmanız gerektiği, nasıl yapmanız gerektiği ve ne için yapmanız gerektiğini tamamen sizin bulmanız gerekiyor. Bulmaca türündeki bu oyunda, bazı yerlerde hele de kafanız fazla doluysa, çözümü bulamadığınız zamanlar oluyor. Böyle durumlarda biraz dinlenin, olmadı oyun içerisinde karakterinizle şekiller yapın. Ortaya çıkan renk ve şekiller sizi rahatlatacaktır.