Kategoriler

Planetside 2 İncelemesi

Bunların dışında bir de özel birlikler olan Outfit’ler var. Outfit’ler diğer DVO’lardaki klanlar, guildler gibi işliyor. Hep beraber oynadığınız arkadaşlarla kuracağınız bir outfit size büyük bir stratejik avantaj sağlayacaktır. Özellikle de sesli iletişim ile desteklenen bir grubun, squad, platoon veya outfit birliği olsun, hedefleri ele geçirme veya savunma konusunda büyük başarısı oluyor. Her ne kadar oyun içinde sesli iletişim seçeneği olsa da, her zaman düzgün çalışmadığını gözlemledik; o yüzden eğer internet bağlantınız iyi ise oyuna paralel olarak Teamspeak, Mumble veya Ventrilo kullanmanız önerilir.

Aksiyon/FPS oyunlarında araç kullanmayı seviyorsanız, bu konuda iddialıysanız size çok iş düşüyor. Gerçi PS2’de kara araçlarını kullanmak, hava araçlarını kullanmaktan göreceli olarak daha kolay olsa da, yine de iyi araç kullanabilen askerler her safta gerekli. Çeşitli araçları, üslerde bulunan araç terminallerinden hemen alabilirsiniz. Sunderer ve Galaxy gibi bazı araçları kaybettiğinizde tekrar almak için belli bir zaman beklemeniz gerekli ama çoğu araçta bekleme yok, terminalden hemen alıp kullanabilirsiniz. Hava araçlarını idare etmek zor ama becerebilirseniz çok zevkli ve çok faydalılar. Beceremeyenler veya çok iyi kullanabilenler ise çok komik görüntülere yol açıyorlar. Ana warpgate’inizde üstüste konmuş üç Galaxy görürseniz, bu çok yetenekli üç pilot anlamına geliyor mesela. Araçların çeşitli özelliklerini veya farklı silah kombinasyonlarını kullanabilmek için, her birini oyun içinde kazandığınız sertifika puanları ile açmak gerekiyor.

TEKNİK VE MEKANİK

SOE’nin kendine özel Forgelight Engine isimli grafik motoru, eğer yüksek performanslı bir bilgisayara sahipseniz harikalar yaratıyor. Her türlü arazi, araçlar, silahlar, patlama efektleri çok güzel görünüyor. Hele gece çarpışmaları (oyunda gece/gündüz dönüşümü var) müthiş görünüyor, bazen savaş alanın ortasında ağzınız açık kalakalıp, Vanu silahlarının ışın izlerini, tank mermilerinin yarattığı patlamaları ve üslerin aydınlatmalarının yaratığı görsel şöleni izler buluyorsunuz kendinizi. Gerçi ortalama ayarlarda bile oyun yeterince güzel görünüyor ama oyun motoru üzerinde ve ağ kodlamasında hala biraz optimizasyon gerektiği çok açık. Her ne kadar oyun çıktığından beri yapılan güncellemeler ve yamalar ile bu durum epey düzeltilmiş olsa da hala gelişme için yeterli yer var.

Oyunda müzik olarak çok söylenecek bir şey yok, sadece savaşın belli anlarında değişen arka plan müzikleri dikkat çekiyor ama geniş bir müzik çeşitliliğinden bahsedemiyoruz. Oyun içi seslere gelince, kulaklık veya 5.1 ses sistemi ile oyunu oynamak ciddi bir fark yaratıyor, çünkü çevresel ve pozisyonel seslere çok önem verilmiş. Kendinizi kaptırdığınız bir anda, bir sniper mermisinin sesini kulağınızın dibinde duyunca, olduğunuz yerde kalıp titreyerek fetüs pozisyonuna geçmeniz işten değil. Hele de sizi ezmek üzere olan tankın gümbürtüsünü tam arkanızda hissetmenin hazzı (!?) başka hiç bir yerde yok. Eğer bu tank sizin tarafın tanklarından biri ise, keyfiniz katlanarak artıyor (:P).

PlanetSide2 2013-01-01 22-36-15-82_thumb

PS2’nin en güzel mekaniklerinden birinin, oyunda üç farklı taraf bulunması olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. DVO tarihindeki oyunlara bakılırsa, en ilgi çeken ve oyuncularında sadakat yaratan oyunlardan bazılarının, üç taraflı çarpışmalara sahne oluşturan oyunlar olduğunu görebiliriz; orijinal Planetside, Dark Age of Camelot ve RF Online bunlardan üçü. Daha yeni oyunlardan Darkfall ve TERA da bu yoldan gidiyor. PS2’deki üç taraf çarpışması bazen eğlenceli, bazen de bunaltıcı senaryolara yol açıyor. Eğer bir haritada üç taraftan biri baskınsa, diğer tarafların birlikleri çoğu zaman uzun süre dalgayı geri döndürecek enerjiyi bulamıyorlar ve savaşlar geniş alanlara yayılıp vur-kaç taktiklerine dönmeye başlıyor. Veya birlikleriniz diğer bir tarafın büyük üslerinden birini ele geçirmek için uğraşırken, üçüncü tarafın araçlarının gelip sizi arkadan vurması bütün planınızı altüst edebiliyor. Bir bakıyorsunuz o harika organize edilmiş saldırı planınız, birdenbire ortalıkta çil yavrusu gibi koşuşturan askerlere dönüşmüş. Ama bir başka açıdan, bunlar oyunun tadı tuzu tabii ki.

Bu kadar olumlu sözden sonra, beni bir PS2 çığırtkanı zannedebilirsiniz ama ne yazık ki her şey toz pembe değil, oyunun olumsuz yanları da bulunuyor. PS2’nin en can sıkıcı yanı, dev haritalarda bir yeri ele geçirdikten sonra, savunma sürecini de atlatıp, üssü ufak bir birliğe bırakıp başka bölgeye gittiğinizde, düşman birliklerinin az önce binbir zorlukla ele geçirdiğiniz güzelim üssü geri alıp kaynak akışınıza çomak sokması oluyor. Tüm bölgelerin ve üslerin bu kadar hızlı el değiştirmesi mekaniği, özellikle Warhammer Online’da da oyuncuların büyük tepkilerine hedef olmuştu. SOE’nin bu duruma en kısa zamanda bir çare bulmasını umuyoruz. Yoksa oyuncular amaçsızca bölge ele geçirip kaybetmekten sıkılmaya başlayabilirler.

Yine de SOE’nin bu sıkıntıya karşı bir çözümü olabilir. Yakın gelecekte yapmayı planladıkları güncellemeler arasında yeni kıtalar, kaynak mekaniklerinde bazı geliştirmeler, dev uçan kaleler (sana bakıyorum Battlefield 2142) ve (bu kısmı epeyce söylenti ama) dev robotlar da olabilir. Henüz SOE’den kesin bir açıklama gelmemiş olmakla beraber, galiba biz aksiyon oyuncularını uzunca süre oyuna bağlamak için yoğun çalışıyor gibiler. Eğer bu yılın diğer bilimkurgu aksiyon/FPS/DVO oyunları, büyüleyici Siren şarkıları ile aklımızı çelmezse, daha uzun süre Planetside 2 oynayacağız gibi görünüyor.

1 2 3 4

Görüntülenmeler:
283
İlgili etiketler:
· · · ·
İlgili Kategoriler
Oyun İnceleme
Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com