PİYADENİN GÜCÜ
Önce araçlardan bahsetmiş olsak da, PS2’deki savaşların asıl can damarı piyadeler. Altı adet piyade sınıfımız var, hepsinin silah türleri ve savaş alanındaki rolleri farklı ama hiç bir sınıf diğerinden değerli değil. Hepsi de birbirine yardımcı olarak hayatta kalıyor ve operasyonları başarı ile tamamlayabiliyorlar. Tabii ki sınıflar birbirinden işlev olarak çok farklı olduğu için aralarında denge kurmaya uğraşılmamış ama oyuncuların klasik olarak DVO forumlarında ağladıkları “Şu sınıf OP, bu sınıf ezik!” yakınması burada pek söz konusu değil. Çünkü hiç bir savaş alanında tek bir sınıftan oluşmuş gruplar göremiyorsunuz. O yüzden oyuna yeni başlamış bazı arkadaşların “X sınıfı pek seçilmez, iyi değildir.” gibi yorumlarını yanıltıcı buluyorum. Ayrıca istediğiniz zaman üslerdeki piyade konsollardan sınıf değiştirebiliyor olmanız büyük bir seçim şansı sunuyor. Bence yapmanız gereken, tüm sınıfları belli bir süre deneyip, oyun tarzınıza en uygun olanına kendinizin karar vermesi. Zaten bir süre sonra belli bir sınıfın üzerinize rahat bir kıyafet gibi oturduğunu farkedeceksiniz. Sınıflardan ve yapabildiklerinden kısaca bahsedersek:
Infiltrator
Sniper tüfeklerine ve gizlenme teknolojisine sahip tek sınıf olan Infiltrator, zayıf zırhına rağmen uzun mesafeden düşmanları indirmek için ideal. Süpriz saldırılar ve bir üsse saldıran birlikleri uzaktan korumak için (ve tabii o üsse saldıran birlikleri en üst platformlardan avlamak için de) birebir.
Light Assault
Hafif piyade sınıfı, en hızlı ve en atak sınıf olması ile övünür. Bu övgüyü hakediyorlar çünkü askerlerin sırtlarındanki jump-jet çantaları onları anında binaların çatılarına, arkalarına veya tepelerin üstüne taşıyabilir. Kısa sıçramalar veya süzülme jetleriyle düşmana hızlı şekilde erişip, sahip oldukları geniş silah ve bomba seçenekleri ile yukarıdan ölüm yağdırabiliyorlar.
Heavy Assault
Exo-Suit zırhları, onları hasardan koruyan geçici kalkan teknolojisi ve her tür aracı indirmek için tasarlanmış ağır silahları ile bu sınıf her saldırının en önemli destek kuvvetidir. İster hava, ister kara aracı olsun, iki-üç atışla deviremeyecekleri düşman yok. Özellikle araçlara kilitlenebilen roket ve benzeri silahları setifikalar ile açtığınızda, düşman araçlar için sizden tehlikeli sınıf bulunmuyor.
Medic
Bir savaş alanının vazgeçilmez sınıfı olan sıhhiyeciler, PS2’de de önemli işleve sahipler. Askerleri iyileştirebilmek için çeşitli araçlar, enerji alanları, elbombaları (Evet, oyunda iyileştiren elbombaları var, olmadı mı? Nanomakineler dersek olur mu? ^_^) ve düşen askerleri anında kaldırabilmek için kullandıkları ileri canlandırma teknolojisi ile her an yanınızda veya daha iyisi, arkanızda olmasını isteyeceğiniz bir sınıf Medic.
Engineer
Mühendisleri genelde ofislerinde oturup masa başında çeşitli cihazlar tasarlayan kişiler gibi düşünüyorsanız, onları bir de PS2’de görün. Mekanize birliklerin gözbebeği olan Engineer sınıfı her türden aracı ve MAX’ları tamir edebilen tek sınıf. Ayrıca esnek silah seçenekleri ve çarpışmaların ortasına anında kurabildikleri silah taretleri, mayınlar ve plastik patlayıcılar ile ideal savunma/destek sınıfı haline geliyorlar.
MAX
Mechanized Assault Exo-Suit anlamına gelen MAX’lar, oyunun en ağır ve güçlü saldırı sınıfı. Ufak birer dev olan MAX zırhları sahip oldukları silah çeşitleri ile her türlü piyade, kara veya hava aracına karşı sahip olabileceğiniz en iyi yoketme çözümü. İki kolunda farklı iki silah taşıyabilmesi ve charge/overdrive özelliklerine karşın; MAX’ın çok yavaş hareket ediyor olması, onu ağırlıklı olarak bir savunma platformu haline getiriyor. Eğer çevresinde devamlı onu tamir edebilecek bir mühendis varsa, bir MAX durdurulamaz olabiliyor.