The Division 2 geldi, ama öyle bir geldi ki. Gerçekten bu kadarını da beklemiyorduk. Ön yargılı yaklaştık, şaştık kaldık!
Açık konuşayım, ben The Division 2 için ilk oyunun yaz mevsimli versiyonu olacak, bir iki de yeni özellik eklenir, ilk oyundaki hataları da ancak ikinci bir temiz oyun ile giderebilecekler o nedenle ikinci bir oyun olarak çıkıyor, bundan da çılgın gibi para kaldırmış olacaklar ve ilk günün sonunda unutulup gidecek diyor ve gömüyordum. Ancak hiç de öyle olmadı.
Şaşkınım, gerçekten.
İlk oyunu düşünün, ilk çıktığında ayıla bayıla oynamış ancak daha birince haftanın sonunda “meeeh” çekmeye başlamıştım, benim için her yeni gelen yama ve içeriği ile daha da çok dibe gitmiş ve büyük bir hayal kırıklığı olarak oyun kütüphanemde yer etmişti. The Division 2 için ettiğim tüm kötü lafları yedim. Bildiğiniz tükürdüğümü yalıyorum şu an. Ben gerçekten bu kadar iyi toparlanmış ve daha ilk gününden geniş içeriğe sahip bir oyun oynayacağımı düşünmemiştim.
Bu sefer o kadar iyi iş çıkarmışlar ki, neredeyse laf edecek bir yer bulamayacağım, neredeyse. Açıkçası özellikle bekledim bu incelemeyi yazmak için, bir hafta geçsin, şöyle bir iki yama gelsin, daha iyiye mi daha kötüye mi gidecek bir görelim istedim. Canavar gibi iyiye doğru devam ediyor yoluna, karşılaştığımız ufak tefek hataları hızlı şekilde yamadı Ubisoft, yamamaya da devam ediyor.
Az bi’şey kaldı düzelmesi gereken onlar da her oyunda karşılaştığımız cidden ufak tefek hatalar. Misal bir kere duvarın içine sıkıştım kaldım, bir keresinde de yürüyen merdivende sıkışıp öldüm, yaşadığım en oyun kırıcı hata bu ikisi olmuştu. Oynadığım 50+ saatin sonunda sadece iki kere, eh bu kadarına da laf edemiyorum ki.
İlk oyun grafik ve ses olarak gayet iyiydi, evet tabii ki downgrade edilmişti. Ancak The Division 2 için ne gördük izlediysek, aynı kalitede çıktı geldi. Hatta daha bile iyi şekilde, beta’da karşılaştığım çöken, kasan, optimizasyonu yerle yeksan olan, makinamda 30 fps zor veren oyun, tam sürümde 60 fps ile akıp gidiyor şu an. Bravo Ubisoft, bravo.
Oooo! Nerelere geldik, nerelere!
Geleyim içerik konusuna, konuyu zaten biliyorsunuz sıkıntılı süreç devam ediyor ve bu sefer ilk olayın ardından 7 ay geçmiş ve biz Washington’dayız ancak ilk oyundaki karakterimizi değil tamamen başka bir Division Ajanı olarak oynuyoruz. Oyunda ilk oyundaki içeriklerin hepsi var, örneğin ödül avcılığı, dark zone’lar, erzak toplama gibi.
Ancak bu sefer erzak toplama işi daha verimli hale getirilmiş misal, ele geçirilmesi gereken kontrol bölgeleri var, bu bölgeleri ele geçiriyor ve kendi tarafımızdaki milisleri bölge kontrolüne atıyoruz. Zaman zaman da bu milislere erzak getirmek durumunda kalıyoruz ki gelen saldırılarda daha başarılı sonuçlar alabilsin, bölgeyi kaybetmesinler.
Bunun dışında artık bu tip online oyunların olmazsa olmaz özelliği Raid sistemi de The Division 2 içerisinde yerini almak üzere. Tam 8 kişilik bir ekip isteyecek olan Raid, özellikle oyuncuları dörtlü ikişer gruplara bölerek farklı noktalardan tek bir bölgeye eş zamanlı saldırı gibi, keyifli ve zorlayıcı oynanış ile gelecek gibi görünüyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi oyunun hikaye kısmını bitirdiğinizde işler iyice karışıyor Black Tusk adı verilen bir grup olaya dahil oluyor ve… Neyse spoiler olacak duruyorum.
Eşya! DAHA ÇOK EŞYA!!!
Oyunda en sevdiğim yeniliklerden bir diğeri ise, oyunda değerli eşya bulma sisteminin yeniden adam edilmiş olması. Yani adam gibi işe yarar set eşyaları bulup kullanmak için illa önce bir end game tarafına erişmek gerekmiyor, seviye atlarken de çok güzel iş yapan eşyalar bulabiliyoruz. Özetle 30 olana kadar mutlaka beyaz ya da yeşil eşyalar ile gezmiyoruz gayet sarılar da düşüyor ve iş görüyorlar.
İlk oyundaki silah ve ekipman modlama sistemi daha da geliştirilmiş ve çeşitlenmiş üstelik bu sefer yeteneklerimizi de modlayarak geliştirebiliyoruz. Bir diğer güzellik ise eskiden silahların “foregrip, mag, muzzle, optic” gibi eklentilerini gidip haritadaki yerlerinden toplamak gerekiyordu, bunun değişmiş olması. Artık tek yapmamız gereken perk olarak puan verip açmak, bu kadar basit.
Ancak tabii ki daha üst seviyeleri ve çeşitleri için oyundaki yerleşkelerden bize verilen ekstra görevleri daha doğrusu istenilen malzeme, silah, ekipman bağışını yaparak blueprint‘leri açmak ve istediğimiz eklentiyi craft etmek.
Yeri gelmişken yazayım, crafting kısmında silah, ekipman falan craft ederken dikkat edin düşük seviye olarak yapmayın, masayı geliştirmeyi unutmayın. 🙂 Sonra bazı arkadaşlar gibi (Naber Serdar? hehe) ağlarsınız malzeme boşa gitti diye.
Hive al, Hive!
Oyunda yetenek olarak kullandığımız teknolojiler geliştirilmiş yani yetenek sayısı arttırılmış. Yeni bir kaç özellik eklenmiş ki bunlardan en sevdiğim Hive adı altındaki yetenek. İster hasar vermek için tuzak, ister defans için sağlık, istersek de saldırı gücümüzü (grubumuz da dahil) arttırmak için kullanabiliyoruz.
Görevlerde ve diğer grup aktivitelerinde zorluk seviyeleri beş farklı şekilde ayrılmış durumda. Story, Normal, Hard, Challenge ve Heroic olarak belirlenmiş olan bu zorluklardan Challenge, ciddi şekilde ekipman ve koordine oyun gerektiriyor, yoksa burnunuz yerden kalkmıyor.
Heroic zorluk seviyesi bu satırları yazarken gelmemişti, Raid ile birlikte artık Heroic seviyenin de gelmesini bekliyoruz. Challenge’da durum böyle Heroic’te bakalım nasıl olacak?
Tamam Ubi’yi sevdiğimi bildiğinizin farkındayım, ancak artık gömeceksem gömerim onu da biliyor olmanız lazım. Ancak Ubi, Rainbow Six: Siege, Ghost Recon: Wildlands ve Assassin’s Creed Odyssey ile artık adını yerden kazıyıp tekrar yukarıya taşımaya başladı. Üstelik diğer oyunlarında uyguladığı istersen Year Pass al istersen alma, almadın mı? Yeni içeriğe sadece bir hafta geç erişerek yeni tüm içeriğe sahip olabilirsin, özelliğini The Division 2 için de devam ettiriyor.
Ha tabii Year Pass almanın bir anlamı olsun diye birkaç tane de ek kozmetik ekliyorlar, kozmetik delisi olanlar ya da bir hafta bekleyemem diyen sabırsızlar gidip direkt alabilirler 🙂
The Division 2’ye erişip incelemem için bana fırsat veren Kinguin.net’e teşekkür ediyorum. İsterseniz siz de buradan satın alabilirsiniz.
Oyuna Raid sistemi ve Heroic zorluk eklendikten sonra bu inceleme altına bunlar hakkında bilgi ekleyeceğimi de şimdiden haber vermiş olayım!
Şimdi gidiyorum, çünkü daha ele geçirilmesi gereken bir çok kontrol noktası, yardım edilmesi gereken erzak konvoyları ve kurtarılması gereken bir çok rehine var!
Over’n out!