Serinin yeni oyunuyla birlikte görsel sistemde de büyük değişiklilere gidilmiş.
Öncelikle adanın tamamını görmemiz kaldırılmış ve birçok strateji oyunundan tanıdığımız “Fog of War” uygulaması gelmiş. Yani bir yeri bilmek istiyorsak, önce oraya gitmemiz gerekir durumu söz konusu, gayet mantıklı olmuş. Bunun yanında binaları yerleştirirken kullandığımız Grid sistemi yenilenmiş ve kör eden, düşük çözünürlük parlak renklerinden kurtulup, biraz daha modernize bir hale bürünmüş. Her ne kadar şu rezil yol çekme olayı düzeltilmemiş olsa da (Arkadaş ne çektiysem bu yollardan çektim, bir düzgün götürmeyi beceremedim.) genel olarak bina yerleşimleri biraz daha rahatlamış bu sayede. Bina demişken bir önceki oyunu oynayanlar bilir, adamız Brezilya’daki fakir mahallelerinden hallice bir görünüme sahipti ve bütün renkler de buna göre ayarlanmıştı. Evet ada biraz daha gerçekçi bir hale bürünmüştü ancak baştan aşağı bir kasvet hakimdi. Şimdiyse bu halinden kurtulmuş, yeni kurulan, ufak bir tatil köyü tadında, bol renkli bir Latin adası görünümünde bir Tropico var karşımızda.
Seçilen renkler ve yapılan tasarımlar tamamen bir Latin adasına uygun, göz yormayacak şekilde ayarlı ve fondaki müziklerle de tam uyumlu. Ancak bunun yanında birçok grafik bugı olduğu da bir gerçek. Her ne kadar oyunun kaderini etkileyecek seviyede olmasalar da rahatsızlık vereceği kesin. İç içe geçen gemiler, binalara giren uçaklar, koskoca kamyona kafa atan yayalar bunlardan sadece birkaçı. Ancak Soğuk Savaş döneminde isyancılarla savaşırken, benim askerlerin Koloni döneminden kalması, onlarınsa zamanı aşarak Modern Çağ’dan gelmiş olması biraz daha rahatsız edici oldu benim için. Adamlar almışlar ellerine ağır makinalıları etrafı taraya taraya geziyor, bizimkiler bir atış yapıp tüfek doldurma peşinde. Neyse çok da önemli bir eksi değil bunlar, sonuçta bir yamayla hepsi düzeltilebilir.

