Kategoriler

ADR1FT PC İncelemesi

ADR1FT, parçalara ayrılmış bir uzay istasyonu. Hayatta kalan tek kişiyiz. Ne oldu da bunlar yaşandı? Uzay boşluğunda sürüklenmeden dünyaya dönebilecek miyiz?

Adr1ft‘i uzay boşluğunda parçalara ayrılmış bir uzay istasyonu düşünün, hayatta kalan tek kişi ise biziz. Düyanın kilometlerece uzağında bir istasyon, yer çekimi yok, etrafta süzülen uzay istasyonu parçaları ve ileride yeşil ışığını gördüğümüz oksijen tüpleri. Eğer Gravity filmini izlediyseniz (Çok severim) ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaksınız. Oyunda bizi yaşama bağlayan iki şey var bir tanesi, hayatta kalma içgüdümüz diğeri ise o oksijen tüpleri. Peki ya bu istasyondan nasıl kurtulmayı düşünüyoruz?

fragtist_adr1ft_inceleme_ss_1

Adr1ft görsel olarak muhteşem bir oyun, özellikle ilk defa uzay boşluğuna kendinizi bıraktığınızda bir modülden diğer modüle süzülürken yaşanan heyecan burada satırlar ile anlatılamaz, yaşamanız gerekiyor. Uzay istasyonu parçalara ayrılmış derken çok ciddiyim. Öyle koridorların arasında gezerek, oksijen tüplerini topladığımız bir yandan da Dünya ile iletişime geçmeye çalıştığımız basit bir mevzu gibi düşünmeyin. Yer çekimin olmadığı bu ortamda hareket edebilmek (süzülebilmek) için oksijenimizden harcıyoruz. Gereksiz yapacağımız her bir manevra, alacağımız nefesten götürüyor. Üstelik tek hasar alan istasyon değil giymekte olduğumuz suit de hasarlı ve sürekli olarak oksijen sızıntısı yapıyor. Ancak bütün bunların arasında Dünya’nın o muhteşem görüntüsü gerçekten baş döndürücü şekilde hazırlanmış. O kadar büyük ki, uzay da o kadar derin, ne kadar ufak olduğumuzun farkına varmamıza sebep oluyor. Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim Adr1ft, VR desteği ile geliyor. Eğer bir VR gözlüğünüz varsa alacağınız keyif oldukça artacaktır. Bizim henüz yok, o nedenle deneme şansımız da olmadı.

Uzay boşluğunda süzülen istasyon, parçalara ayrılmış durumda ve her bir modül birbirinden uzakta süzülmeye devam ediyor. Etrafta parçalara ayrılmış bir çok şey görebiliyoruz, modül aralarındaki koridorlar parçalanmış, bazı elektrikli parçalar sizin geçmeniz gereken bölgede havada süzülmeye devam ediyor. Zaten az olan oksijenimizi minimum şekilde harcamaya çalışırken, bir de bu parçalara dokunup çarpılmamaya çalışıyoruz. Çarpılırsak üzerimizdeki suit hasar alıyor, üstelik bu da yetmezmiş gibi büyük oranda da oksijenin, boşa sızmasına sebep oluyor. En beteri ise oracıkta süzülen oksijen tüpünü almak için uzandığımızda doğru açıyı tutturamadığımız için elimizden fırlayıp gitmesi ve uzay boşluğunda süzülmesi oluyor. Her girdiğimiz modülde yeni bir şeyler ile karşılaşıyoruz. Yaşam alanı, yatak odaları, bağlantı odası, tamir istasyonları ki oyundaki en değerli noktalardan bana kalırsa. Bu istasyonlar sayesinde suit tamiri yapabiliyoruz çünkü sağda solda çarptığımız her an, suit biraz daha hasar alıyor ve tamir etmek durumunda kalıyoruz. Üstelik her yeni bir istasyonda tamir ettikten sonra toplamda üzerimizdeki O2 oranımızda artık artmaya başlıyor. İlk seferinde O2 bittiğinde karakterimizin çaresizce kaskını avuçluyor olması, nefes almaya çalışırken çıkarttığı ses oldukça acı verici ve tüyler ürpertici. Bunu gördükten sonra ister istemez daha dikkatli O2 harcamaya özen gösterir oluyoruz.

1 2

Görüntülenmeler:
153
İlgili Kategoriler
İncelemeler · Konsol · Oyun İnceleme · PC · PlayStation · XBox
Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com