Beni en çok düşündüren şeylerden bir tanesi oyunun nasıl oynanacağı üzerineydi aslına bakarsanız. Adeta bir interaktif film olacağını biliyorum oyunun, ama yine de Jodie’yi A noktasından B noktasına götürmek, sonra belirli tuş kombinasyonlarına basmak/basamamak, belki Aiden ile bir bulmaca çözüp C noktasına ilerlemekistemiyordum. Şimdilik bize gösterildiği tarafıyla, (şaşırtıcı bir şekilde) Jodie aslında oyunun daha çok aksiyon yönünü de temsil edecek gibi. Aldığı askeri eğitim sayesindegizlice hareket etmek, saklanmak, insanları saf dışı bırakmak, tabanca vb. silahları kullanabilmek gibi bir çok yeteneğe sahibiz. Neden orada olduğunu sorgulayan çaresiz bir kız çocuğu olmayacağız yani. Heavy Rain’den alışık olduğumuz tuş kombinasyonları ya da kamera açıları da kendini farkettirmiyor değil tabii ki. Aynı yöntemleri kullanarak oldukça farklı bir anlatım sergileseler de, kendini farklı bir oyun olarak mı yoksa Heavy Rain’in devamı olarak mı hissetireceğini merak ediyorum.
Kontrollerden bahsetmişken, oyun hakkında açıklanan ilginç bir kontrol yöntemi de mevcut: Ruhumuzu PS3’ün içine gönderere… yok tamam, bu kadar da ilginç değil. iOS ve Android uygulamaları ile cep telefonlarını ya da tabletleri kullanarak da oyunu kontrol edebilecekmişiz. Asenkron 2 kişilik oynamayı (yani 2 oyuncunun sırayla oynamasını) destekleyen oyun için illa ikinci Dualshock3’e ihtiyaç duymuyor, onun yerine evde bulabileceğimiz malzemelerle kendi kontrol cihazımızı üretebiliyoruz anlayacağınız! Bu basit bir kontrol değişikliği de değil üstelik, dokunmatik ekranlı arayüzler için oyunun kontrolleri de ona uygun şekilde değişiyor. Hoş bir jest olsa da aslında oyunun asıl kitlesini pek ilgilendirmeyeceği bir gerçek.
Adeta film gibi oyun diyoruz ya, bu his ismini Batman serisi, Karayip Korsanları serisi ya da Inception’dan duymaya alışık olduğumuz Hans Zimmer tarafından yapılan müzikler sayesinde bir üst noktaya taşınacak gibi duruyor. Yazının başında da belirttiğim gibi, şu an aslında bu ve benzeri oyunları koymak için yeni bir kategoriye ihtiyacımız var, aynen artık bu işler için aktör ve aktrislere yeni bir iş kapısının aralandığı gibi. “Oyun bu yeaa…” şeklinde basit bir iş de değil üstelik, Ellen Page bir röportajında oyunun metninin 2000 sayfadan fazla olduğundan bahsetmişti. Hollywood filmlerine ayrılan bütçelerin oyunlara daha sık ayrıldğı bir dünyada film oyunu kelimelerinin anlamını baştan tanımlamamız gerekebilir.
Quantic Dream’in bugüne kadarki oyunları hep insanların kendi başlarına çıkmaları gereken uzun soluklu bir yolculuktu. Yaptığımız seçimler, karakterleri benimsememiz, onlarla iletişime geçmemiz hep en ön planda, ve geri kalan herşey bunları gerçekleştirebilmemiz için bir araçtı. Bu yüzden oyun hakkında şu anda elde edilebilecek her türlü bilginin bu yolculuğu biraz bozabildiğini düşündüğümden dolayı önerim oyunun konusu ve yapısı ilginizi çektiyse zaten hiçbirşeye bağlı kalmadan, oyunu direk edinip oynamanız. Yapımın şu anki haline bakacak olursak kalitesinden şüphemiz yok çünkü. Oyunun çıkış tarihi 11 Ekim, yani şunun şurasında 2 ay sonra oyunu tartışıyor olacağız kendi aramızda. Sıkın dişinizi, az kaldı.