Carmageddon: Max Damage, bir araba yarışı. Hayır hayır, ölüm yarışı. Biz karar veremedik, iyisi mi gelin bir de siz bakın! İnceleme burada
Carmageddon: Max Damage, Stainless Games tarafından geliştirilen ve yayımlanan bir araba yarış oyunu. Aslında bir ölüm yarışı. Yani bu arabalar ile yarışmayı temel alan oyunun içeriği biraz farklı. Sadece yarışmak değil amaç. Oyunda çokça vahşet, şiddet ve aksiyon bulunmakta.
Genel olarak ele alırsak oyun, 1997 yılında yapılmış Carmageddon‘un devam niteliğini taşımakta. Kısa bir özet geçmek gerekirse Carmageddon ’97 yılında PC için, ’99 yılında Nintendo ve Playstation için, 2012 de iOS 2013’te de Android platformu için satışa sunuldu. Tabii ki grafikler zamanla değişti, daha da güzelleşti. Carmageddon serisi Death Race 2000 filminin konusundan ilham alınarak yapılmış bulunmakta.
Geçmişi de ufaktan irdelediğimize göre halihazırda çıkışını yapmış olan oyunumuza dönebiliriz. Oyunumuz yine bir ölüm yarışını konu alıyor. Career modunda yarışları kazanıp biriken oyun-içi paralarımızla yeni etaplara geçebiliyoruz. Bu kazandığımız paraları freeplay modunda yeni parkurlar açmak için ya da aracımızı modifiye etmek için de kullanabilme seçeneğimiz mevcut.
Biraz önce ufaktan bahsettiğimiz gibi oyunda üç farklı oynanış seçeneği bulunmakta. Birinci seçenek kariyer modu. Bu mod yeni araçlar alıp kendimizi yeni yeni arenalarda bulmamızı konu alıyor. Arenalarda vahşice dolaşıp rakiplerimizi alt ettiğimiz bu kısımda para biriktirip yeni parkurlara geçebiliyor ya da yeni araçlar alabiliyoruz. En olmadı mevcut aracımızı modifiye edebiliyoruz. Bu bile bir şeydir yani.
Bu modda bize yarışı bitirmemiz için az bir süre veriliyor. Fakat biz bu süreyi etrafa hasarlar vererek, yayaları öldürerek, diğer araçları infilak ettirerek ya da başka yöntemlerle artırıyoruz. Sol üst köşede bize ne kadar araç patlatmamız gerektiğini, hemen altında ise kaç yaya öldürmemiz gerektiğini belirten ilerleme çubukları bulunmakta. Bunların hemen sağ simetriğinde ise atmamız gereken tur ve kazandığımız para görünmekte. Sol alt köşede aracımızın özelliklerinin bulunduğu bir belirteç de mevcut. Sağ tarafa baktığımızda ise aracımızın hasar durumunu görmekteyiz. Kritik seviyeye ulaştığında sistem size uyarıda bulunuyor zaten, siz de aracınızı paranızla tamir ettiriyorsunuz. “Parasıyla değil mi abi” vurarsın kırarsın yani sana kalmış sonuçta.
Oyunda sarı, kırmızı ve mavi varillerin yanı sıra oksijen tüpleri, mayınlar, yanmış-patlamış araçlar gibi ekstralar da var. Bunları rakiplerimizi diskalifiye etmek için kullanabiliyoruz. Çevre detaylandırmaları ve grafik işlemeleri pek bir güzel olmuş. Biraz çizgifilmvari olmuş fakat bu güzel detay, bunun bize bir oyun olduğunu ve kendimizi çok kaptırmamamız gerektiği duygusunu uyandırıyor. Gelelim bu varillerin ve tüplerin ne işe yaradığına. Variller renklerine göre çeşitli bonus paralar veriyorlar. Tüpler ise nitro sağlıyorlar. Bazen de yolda karşımıza oyunun diğer kısımlarında kullanabileceğimiz semboller çıkıyor.
Bu menü ise hemen sol altta bulunan sekmeyi tıkladığımızda karşımıza çıkıyor. Burada aracımızın genel özelliklerini, hangi silaha sahip olacağını, hasar-tamir durumunu kontrol ediyoruz. Oyun içinde bunu yapmak biraz oyunun anlık heyecanını kaçırabilir ama yine de oyundan taktiksel olarak keyif almak isteyenler için düşünülmüş çok güzel bir detay.
Oyunun multiplayer kısmına gelirsek de aynı oyunun laciverti olduğunu söyleyebiliriz. Zira yine aynı özellikler, yine aynı şeyler var ama bu kez rakiplerimiz de bizler gibi bilgisayar başında oyunu oynamakta olan kanlı canlı insanlar. Oyun yeni çıktığı için multiplayer kısmı biraz zayıf çünkü pek bir oynayanı yok şu sıralar. Ama siz illaki oynamak isterseniz bir lobi açabilir ya da arkadaşlarınızla birlikte kıyasıya bir mücadelenin içine kendinizi atabilirsiniz. Oyunun freeplay kısmı ise adı üstünde, istediğin gibi vur, kır, parçala demiş yapan ağabeyler.
Ben ilk oyunu da ölesiye oynadığım için bu oyunu da çok severek oynadım. Çok da hoşuma gitti. En güzel yanına değinmeyi az kalsın unutuyordum, müzikler! Müzikler gerçekten çok körükleyici, bir an olsun kendinizi oyunun içinde değil de er meydanının ortasında gibi hissediyorsunuz. Hele bir de direksiyon setiniz varsa tadından yenmez bir oyun. O yoksa en azından bir controller ile oynayın. Aynı tadı vermez ama yine de bi tık daha iyi olur. Ben ilk oyunu çok zaman klavye ile oynamıştım ama controller ergonomisi daha başka oluyor sizler de takdir edersiniz ki, hele bir de böyle fonksiyonel tuşları kullanabileceğiniz araba yarışı temalı oyunlarda.
Uzun lafın kısası, biz bu oyunu oynadık ve çok beğendik. Oyunun uzun ömürlü bir oynanış süresinin olması zaten cüzi olan fiyatını bir nebze daha olsun makul olduğuna inanmaya zorluyor. Eğer oyunu satın almak isterseniz sizleri hemen şuradan Steam sayfasına yönlendirebiliriz. Şimdiden iyi oyunlar!