Madem oyun, hikayeye sağlam bir giriş yapmadan önce kontrolleri aradan çıkartmış, ben de öyle yapayım:
Oyunun temelini esas saldırı yöntemimiz olarak işleyen kırbacımız Shadow Whip ve geçiş yaptığımız Void Sword ve Chaos Claws (kılıç ve eldiven diyelim) oluşturuyor. Her silahın kendine has comboları olsa da, esas mantık şurada yatıyor: Kılıçla yaptığımız saldırılar enerjimizi doldurmaya yarıyorken, eldivenle yaptığımız saldırılar rakibin gardını kırmamıza yarıyor. Kavgalarınız sırasında kalkanı ardına saklanan düşmanlar gördüğünüzde eldivenlerinize geçiyor, enerjiniz azaldığında da kılıcınıza geçiş yapıyorsunuz. Ek silahlarınıza geçmek için onlara has enerji barlarını dolu tutmanız gerekiyor. Oyunun geneli bu mekanikleri kullanarak bulmacaları çözmeniz ya da düşmanları öldürmenize bakıyor anlayacağınız. Silahlarınız ve yetenekleriniz oyunda kazandığınız puanlarla geliştirilebiliyor.
Bütün bunların yanında vampir olduğumuzu da unutmamak gerekiyor. Yeterince hasar verdiğimiz düşmanların kanını içebildiğimiz gibi, kanları uzak mesafeli saldırı olarak da kullanabiliyoruz (aslında zaten kamçımız da kandan yapılma, eh Dracula’ya da bu yakışırdı.) Hangi silahı o an kullandığınıza göre bu saldırımız da değişiyor; örneğin kılıcınızı kullanıyorsanız etrafınızdaki belli alanları dondurabiliyorsunuz. Vampir yetenekleri bununla da sınırlı kalmıyor. Saklanarak ilerlediğimiz bazı bölümlerde fare gibi hayvanlara dönüşmemize izin veriyor ya da belirli düşmanların kontrolünü ele geçirebiliyoruz.
Anlatırken çok uzattığımı düşünüyorsanız yanılmıyorsunuz. Bu bilgi yükü çok erkenden oyuncuya paket halinde sunuluyor ve hepsini öğrenmiş olmanız bekleniyor. Bir oyundan bekleyeceğinizden çok daha fazlası eklenerek geliştirilmeye çalışılmış olsa da, biraz birbirlerine girmişler. Özellikle saklanma bölümleri, aksiyon dolu oyunun ritmini bozuyor: Devil May Cry ile Splinter Cell’i aynı oyunda birleştirmeye çalışın hani.