“İsminde Final geçmesine rağmen 13 oldu, hala bitemedi, ehe ehe.” şeklindeki eskimiş espriyle açmıyorum yazımı hayır. Her oyunu birbirinden bağımsız olan bu oyunları birbirinin devamı kabul etmektense birkaç senede bir Square Enix’ten çıkan yeni oyun olarak görmekte fayda var. Ancak artık oyunların kendi içinde devam oyunlarıyla suyunu çıkartmak söz konusu olunca, işte buraya biraz takılmak gerekiyor.
Lightning Returns: Final Fantasy XIII-3, ki adını yazmak oldukça zahmetli olduğu için bundan sonra FF13-3 demeyi tercih edeceğim, FF13 üçlemesinin son oyunu. Hikayeye FF13-2’nin sonunda bıraktığımız gibi devam ediyoruz, yani bir nevi. FF13 ile FF13-2 arasındaki farka nazaran daha da kafa karıştıran bir şekilde başladığını oyunun şimdiden söylemem gerekiyor.
Şimdi okuyucu, açık konuşayım seninle. Tam anlamıyla bir devam oyunu olduğunu belirttiğim şu sırada, bilmeni isterim ki az sonra yazı spoiler içerebilir. Eğer FF13’ü merak ediyor ama gelip FF13-3’ü okuyorsan zaten yanlış yerdesin, hiç buralarda vakit harcama. Eski FF oyunları gibi olmasa da güzel bir oyun FF13, gidip onu oyna. Baktın hala heveslisin, devam et FF13-2’ye. Onu da bitirince tekrar görüşürüz seninle, ben buradayım. Diğerleri, devam ediyoruz.
FF13-2’nin sağ gösterip sol vuran, “Heyoğ dünyayı kurtardık!” şeklinde mutlu mesut ilerlerken birden “Ama nası ya!?” şeklinde dumur olmamıza sebep olan sonunun ardından, en azından ufak bir açıklama, bir umut beklediğimiz yeni oyuna başlıyoruz FF13-3 ile. Gel gelelim ki eski hiçbirşeyden haber yok. Tamam Lightning geri döndü, ama bunu zaten oyunun isminden de anlıyorduk. Fakat nereye döndü? Eski oyunlardan hatırladığımız yerlerden tamamen bağımsız bir yerdeyiz, sanki aynı aktör ve aktrisleri yeni bambaşka bir filmde izliyor gibiyiz. Ancak ufak bir oynayış sonunda anlıyoruz ki, tamam, doğru oyundayız. Dünyanın yokolmasına – daha doğrusu yeniden yaratılmasına 13 gün kalmış ve Lightning de yeni dünyaya geçecek olan insanları toplamakla görevli. Bir nevi modern çağın Nuh’u olmuş diyebiliriz Lightning için.