Metal Gear Solid V: Phantom Pain bakalım nasıl bir oyun olacak. Buyrun ön incelememiz.
Çaktırmadan Gideceksin
MGS oyunlarının isimleri ne olursa olsun, hepsinin adından sonra şu yazıyı görürsünüz: “Tactical Espionage Action”. Türkçesi “Taktiksel Espiyonaj Aksiyonu” (Okur: Yok yaa!)… Yani işte, Rambo gibi eline uçak savar alıp el bombalarını döke saça milletin arasına dalarak değil de, kafayı kullanıp kimseciklere görünmeden ilerlediğiniz türde bir aksiyon oyunu. Şüphesiz MGS V de böyle bir oyun, ama yukarıdaki videodan da anlayacağınız üzere, hızlı aksiyon tarafı da yok değil hani. Adam koşarken yere C4 koyup arkasından gelen zırhlı aracı uçurumdan aşağı uçurdu, daha ne yapsın. Yerde sürünürken aracın üzerinden geçmesini bekleyecek değildi ya.
Bu hızlı aksiyon kısımlarına yardımcı olmak uğruna, oynanışta da bazı değişiklikler gerçekleştirilmiş tabii. En önemlisi, oyunda bir sağlık göstergeniz yok. Onun yerine Snake uslu durdukça kendiliğinden iyileşen hücreler var. Call of Duty, Gears of War gibi oyunlardan aşina olduğumuz yenilenen sağlık ile Big Boss’u yöneteceğiz. Açıkçası bu pek hoşuma gitmiyor. MGS 3’teki yemek yedikçe dinçleşen, kolu bacağı kırıldıkça yaralarını saran, mermi yedikçe göğsünden kurşun çıkaran sistemin hastasıydım. Tamam, o sistemde de kendi kendine iyileşme vardı ama, iyileşmek için de Snake’in karnının tok, sırtının pek olması gerekiyordu. MGS 4’te ise stresten uzak kalmak yeterliydi. Savaşın ortasında ne kadar sakin kalabilirseniz artık. Şimdi bu Wolverine edâları beni pek açmadı. Gerçi yine de bu durum Snake’in ölümsüz olduğu anlamına gelmiyor. Yapay zekanın zorlayıcılığını göz önüne alırsak pek de öyle parkta gezer gibi dolanacağımızı sanmıyorum.
MGS oyunlarının bir klasiği de o ünlü ünlem işaretidir. Siz böyle yere çömelmiş, hindi gibi ilerlemeye çalışırken düşmanın sizi görmesiyle sessizliği yaran bir sesle çıkar o ünlem işareti. O anda ağzınızdan ilk çıkan “Eyvah”dır. (Argoya yatkınlığınıza göre değişiebilir). Haritada mevcut kim varsa bulunduğunuz yere intikâl eder ve şarjörlerini üzerinize boşaltırlar. Hatta destek ekip çağırır, hayatı zindan ederler. Derhal ortalıktan kaybolup bir yerlere saklanmanız gerekir. Yeni oyunda bu ünlem farklı bir anlam kazanıyor. Düşman askeri sizi gördüğü zaman o aşina olduğunuz sesle birlikte bir ünlem çıkacak ve hızlı davranıp L2/LT tuşuna basarsanız kısa bir süreliğine zamanı yavaşlatıp sizi gören düşman askerini diğerlerini uyandırmadan infaz etme şansı yakalayacaksınız. Eğer bu süreyi iyi kullanamazsanız (videoda olduğu gibi) bütün üs alarm durumuna geçip size saldıracak. Oyuna ayrı bir hava katacağı kesin.
MGS V’te öncekioyunların aksine düşmanlardan düşen silahları kullanabileceğiz. Kojima, bu durumu “Diğer oyunlarda silahların kimlik etiketleri vardı, yalnızca sahipleri kulanabiliyorlardı. Bu oyun öncekilere göre geçmişte geçtiği için kimlik etiketi diye bir teknoloji yok. O yüzden bulduğunuz her silahı kullanabileceksiniz.” diyerek açıklıyor. İyi de arkadaş, MGS 3 ta 1964’te geçiyordu. Onda da düşman silahını kullanamıyorduk. Silahı bırak, mermilerini bile alamıyorduk. Yerde kendi ekseninde dönen kutuları toplamamız gerekiyordu. Bana oyunu aksiyonlaştırmak için başka bir bahanen gibi geldi Koji. Gerçi, böyle olursa gerçekçiliğe de zeval gelmemiş olur. Neyse, iyidir iyi. Kullanalım milletin silahını. Özellikle videoda da gördüğümüz, ateş eden düşmanın elinden silahını alma ve düşmanı öldürme aksiyonu çok hoşuma gitti, söyleyeyim.