Bir arcade oyunu incelemesi yazmayalı herhalde yıllar oldu. Çok sevmeme karşın bu oynaması ve tüketmesi hızlı oyun türünü fena halde ihmal ettiğimi itiraf etmeliyim. Özellikle MMORPG, FPS derken bir de arcade oynamaya fırsatım olmadı. Ama özellikle Amiga döneminde fena halde shoot em up oynardım. Ben “up”tan daha çok “right” olan yani ekranın sağa doğru kaydığı arcade oyunlarını severim belki de sırf bu yüzden Super Dust’ı gözden kaçırmışım.
Super Stardust Ultra aslında ne yukarı ne de sağa doğru akan bir oyun. Bu oyunda çok basitçe biribirinden farklı 5 gezegenin üzerinde istediğimiz gibi dolaşıp gezegenin yörüngesine oturan astreoid’leri yok ediyoruz. Bunun için üç farklı silah kullanıyoruz ve tahmin ettiğiniz üzere bu yüzden de oyunun temel kurgusunda üzerimize standart, donmuş ve altın renkli olmak üzere 3 farklı astreoid düşüyor. Astreoid’leri tüm silahlarla vurabiliyoruz ama doğru silahla vurduğumuzda daha çabuk parçalanıyorlar. Peki büyük astreoidler parçalandığında ne oluyor? Tabii ki daha küçük parçalara bölünüp başımıza daha çok iş açıyorlar ve ta ki biz onları toza çevirene kadar da etrafımızda dolaşıp duruyorlar. Hem de onları parçalama şeklimize göre aldıkları farklı ivmelerle! İşte bu yüzden oyun alanımız, kısa sürede bir kaosa dönüşüyor ki zaten oyunun en keyifli kısmı da bu kaos içerinde canlı çıkabilmekte.
Eğer etrafımız çok karışırsa, değerli bombalarımızdan birisini patlatıp etrafımızı temizliyoruz. Ya da hızlı hareket etme yeteneğimizle gazlayıp etraftaki astreoidleri kıra kıra canımızı kurtarabiliyoruz.
Bu oyunda her şey zamanlama üzerine kurulu. Saniyeden de kısa bir sürede karar verip hamlemizi yapmak zorundayız çünkü en ufak bir astreoid parçası bile bize dokunduğunda BUM! geçmiş olsun.
1 2