Korku-gerilim oyunları ailesinin merakla beklenen yeni üyesi The Bunker sonunda bizleri korkutmayı başardı. Mı acaba?
The Bunker, interaktif aksiyon temalı, içerisinde aşırı gerilimli öğeleri barındıran bir korku-gerilim oyunu. Oyundan ziyade şimdilik “yapım” başlığı altında değineceğim. Çünkü yapımda gerçek oyuncular gerçek ortamlarda, adeta bir film gibi, rollerini sergiliyorlar ve yapım böyle sürüp gidiyor. Yapımda The Hobbit‘ten tanıdığımız Adam Brown ve Penny Dreadful izleyenlerin “aa bu kadın, abi çok beğeniyorum ben bu hatunu ya” dedikleri Sarah Greene ve daha bir çok oyuncu rol alıyor. Yapımın kurgusal kısmında ise SOMA gibi güzide bir korku – gerilim oyununun ve The Witcher gibi bir efsanenin senaryo kısmında görev almış kişileri görmek mümkün.
The Bunker oyununun yapımında bağımsız oyun geliştirilcieri Splendy Games ve Wales Interactive‘in, yayımında ise Green Man Gaming Publishing‘in emeği geçmiş. Düşüncelerim oyundan daha ziyade sinematik kısmının daha çok ağır bastığı yönünde. Çünkü YouTube mecrasında bu tarz interaktif diziler yapıldı.
Oyunumuz, bir sığınaktaki insanların serzenişleriyle başlıyor. Tam bir kaos ortamı, herkes bir işle meşgul, herkes kaçışıyor. Ama güzel şeyler de oluyor tabii, bir bebek dünyaya geliyor bu sırada. Oyun, burada başlıyor aslında, çünkü bebek biziz. Bu sinematikler bittikten sonra oyun bizi otuz yıl sonraya götürüyor. Sığınaktaki tek insanız, kimsecikler yok. Gerçekten yok mu? Bunu oyunu oynayıp siz karar verin!
Patlamadan kaçan bir avuç insanın kaldığı sığınakta tek dayanağımız ve tek yoldaşımız olan annemiz maalesef bizi oyunun en başında terk ediyor, yalnızlığa ve bilinmeyene doğru yolculuğumuz da burada başlıyor. Ondan bize kalanlar ise yapmamızı istediği rutinler, beraber geçirdiğimiz zamanlara ait anılar ve bir kaç eşyadan başka şeyler değil. Biz de rahmetlinin isteklerini her gün yerine getiriyoruz.
Fakat o da ne? Yoksa sistem hata mı verecek?
Evet bir hata verecek. Kalan kişi sayısı yalnızca bir. O kişi de bizden başkası değil. Peki kim çözebilir bu hatayı? Bingo! Tabii ki biz. İşte tam olarak da burada zorlu yolculuğumuz başlıyor. Bizi titreten seçimler, geçmişten gelen sesler, ürkünç sesler, gerilim müzikleri ve daha niceleri bizleri bekliyor!
Şahsi fikrimi belirtmek isterim ki, her ne kadar bazı yerlerde çok korkmuş olsam da, çok severek ve merakla oynadım oyunu. Oyun içindeki ipuçları beni en çok cezbeden noktalar oldu çünkü küçük detaylar bazen her şeyi açığa çıkarır! Oyunun genel olarak kurgusuna baktığımızda ise, oyun oynamaktan ziyade bir dönem filmi izliyor hissiyatı verilmiş. Ama kurguda çok bariz hatalar yok, neredeyse her şey dönemin ahengini bozmayacak şekilde yerleştirilmiş.
Siz en iyisi mi çayınızı ya da kahvenizi alın, battaniyenin altına da girin bir güzel, açın oyunu oynamaya başlayın. Gerilim öğelerini çok güzel yedirmişler oyuna. İyi eğlenceler!
Oyunun Steam linkine buradan ulaşabilirsiniz.
https://youtu.be/7y0wWlJVg8s