JOBS ÖLDÜ ORTAKLIK BİTTİ
Biraz dağınık gittim, farkındayım. O nedenle her şeyi bir kenara bırakıp mikrofonlarımızı Steve Jobs’a çevirmek istiyorum. Jobs’un iki ünlü açıklaması vardır, onlardan bahsedeyim biraz da.
Bu açıklamalardan biri, büyük boy ekranlara sahip olan telefonlarla ilgilidir. Jobs, bu telefonlar hakkında şöyle der “Tek elle kullanılamayan telefonu insanlar niye satın alsın?” Jobs’a göre, büyük ekranlı telefonlar saçmalıktı ve kimse tarafından tercih edilmezdi. O nedenle Jobs hayatta olsa, böylesi kocaman ekranlı iPhone’ları eminim ki göremezdik. Steve Jobs’un bulunduğu Apple için öyle bir dünya yok çünkü. Hatta belki diğer markaların bile tepsi gibi telefonları daha az sayıda olurdu; sonuçta ölümünden önceki 10 yılda pek çok açıdan endüstriye yön veren adamdan bahsediyoruz.
Şimdi bir diğer mevzuya geçelim. iPad mevzusuna.
Jobs, küçük ekranlı iPad fikrine hiç ama hiç de sıcak gözle bakmıyordu ve bunu her fırsatta dile getirmekten ve küçük tabletlere saydırmaktan da çekinmiyordu. Ancak Jobs öldükten bir süre sonra, 7,9”lik iPad Mini’ye merhaba dedik. Bu ikisiyle birlikte Steve Jobs’un logosu önünde hareket çektiği ve tabir-i caizse uyuz olduğu IBM’le Apple’ın partnerlik anlaşmasına gitmesi de tek bir şeyin habercisiydi Apple, Steve Jobs’u bir kez daha kovmuştu.
TIM COOK’UN APPLE’I
Apple için eskiden “Endüstri Standartlarını Belirleyen Şirket” denirdi. Peki Tim Cook’un Apple’ı için bunu söyleyebilir miyiz? Zor. Hakkını yememek lazım elbette; en basitinden yeni Mac Pro, EarPods kulaklıklar vs. eşi benzeri olmayan ürünler (ki başta belirttiğim ikilemin sebebi biraz da bu). Keza yeni Watch’u da diğerlerinden ayıran pek çok özelliği var… Ama.
Mac Pro’yu bir kenara ayırıyorum. Eyvallah, tam da Apple’dan beklenecek özelliklere sahip ve her yönüyle mükemmel bir cihaz. EarPods ise hem tasarım; hem de performans açısından son derece başarılı olsa da, en nihayetinde bir kulaklık. Watch ne alemde peki?
Hadi biraz da ondan bahsedelim.