DİĞER NOTLAR
Cihazın çılgın çözünürlüklü kocaman bir ekranı, deli gibi güçlü bir donanımı var. Tabi bunun, kendine has artıları da mevcut. Örneğin cihaz, çift pencere özelliğiyle, yan yanan iki uygulamayı çalıştırabilmek mümkün. Her uygulama desteklemese de, iyi bir düşünce. Bunun yanı sıra telefonu, ters çevirdiğimizde sessize alması ya da kaldırdığımızda aramayı açması için de ayarlayabiliyoruz.
LG G3’ün hayat kurtarabilecek bir diğer özelliği de, galeri içeriklerine şifre koymamıza izin vermesi. Pek çok telefonda göremediğimiz bu özellik (özellikle de güvenlikten dem vuran Blackberry’mde), LG G3’ün en sevdiğim özelliği oldu diyebilirim. Kumanda olarak kullanılabilmesi de, bu işlerden pek anlamayan ev ahalisini çıldırtmak için birebir.
Bunun yanı sıra LG G3, boyutu ayarlanabilir klavyesiyle de dikkat çekiyor. Eğer parmaklarınız kalınsa, bu da sizin için hayat kurtarıcı ve cihazdaki en çok sevdiğiniz özellik olabilir. Gvenliğinize ve kullanım rahatlığına düşkünseniz, cihazın bir güzel özelliği de ekrana çift dokunmayla açılan/kapanan kilit. Burası kullanım kolaylığı kısmı, peki ya güvenlik? O da, kare bir alan içerisinde önceden belirlediğiniz yerlere 4 kere dokunarak kilidin açılmasını sağlıyor. İşte kullanım kolaylığı, işte güvenlik.
Son olarak son ekranı kaydırmaya çalışınca görüntünün sünmesi, aynı anda yatayda 12/dikeyde 9 açık uygulamayı görebilmemiz ve ekran kilidi animasyonları da göze hoş gelen detaylar olarak not edilebilir (özellikle de Nexus’tan alışık olduğumuz TV kapanma efekti çok hoşuma gidiyor). Native Box ve Dropbox entegrasyonu da cabası.