Şimdilik karşılaştırmaları burada keselim ve oyunun genel teknik özelliklerine bir bakalım.
Grafikler deli ayrıntılı değil ama bir mobil oyun için yeterli. Dokunmatik ekranda mekanları iki parmak ile izometrik olarak çevirebiliyor, sahneleri yaklaştırıp uzaklaştırabilyorsunuz. Müzikler tekrarlıyor ve bir yerden sonra sıkıcı hale gelebiliyor, özellikle de yoğun şekilde oynadığınız ilk iki hafta civarında. Karakterlerin konuşmaları da kısa birkaç (hala ne olduğunu anlamadığımız) cümle, nida ve efektten oluşuyor, burada çok büyük bir çeşitilikten bahsedemiyoruz.
Siz çeşitli görevleri sıra ile yaptıkça seviye atlıyorsunuz ve başarımlar (achievement) açılıyor ama bir işe yaradıklarını görmedim. Karakterleriniz arkadaş olup, aynı eve yerleşip, evlenip ilerledikçe çocuk sahibi oluyorlar. Ama gerekli görevleri bitirmedikçe çocuklar büyümüyor. Sims Freeplay’de aynı klasik Sims’deki gibi, Sim’lerimizin çeşitli ihtiyaçları var. Açlık, uyku, tuvalet, temizlik, sosyalleşme ve ilham olarak altı kategori var. Bunlar çok hızlı düşmüyor ama her kategoriyi devamlı yüksek tutarsanız ilham kategorisi de yüksek oluyor ve pırıl pırıl parlayan keyifli karakterlerimiz iş veya hobilerinden daha fazla puan ve para kazanıyorlar.
Para demişken, oyunda iki büyük para kaynağı var. İş ve bahçecilik. Evet bahçe işleri dedim. 30 saniyeden günlere kadar uzayabilen bahçe hobiniz, neredeyse işiniz kadar para kazandırabiliyor. Zaten karakterinizi seçtiğiniz işe günde bir kere (7-9 saat arası olmak üzere) yollayabiliyorsunuz, o yüzden paraya sıkıştıysanız kalan zamanlarda karakterinize bolca tarım yaptıracaksınız, şansınız yok. Kazandığınız para ile evinize eşyalar, karakterlerinize kıyafetler, yeni ve daha büyük evler, iş yerleri, hobi alanları ve hatta şehrinizi genişleten bir macera adası bile satın alabiliyorsunuz.