Hatırlarsınız bir ara, dünyanın en zor oyununu oynayıp bitirme trendi vardı. Google’a itinayla “dünyanın en zor oyunu” yazılır, çok zor olan ama bize çok kolay gelecek bir oyun aranırdı. Bu sayede çevremizdekilere havamız olacak, “Ben en zor olanı bitirdim, sen neyin havasındasın?” bakışı atabilecektik. Geçenlerde bu olay aklıma geldi ve yıllar sonra merakıma yenik düşüp araştırmaya başladım. Karşımaysa Super Hexagon çıktı. Tek sorunsa oyunun gerçekten hiç kolay olmayışıydı.
İlk iOS olmak üzere Android, Windows, Linux, OS X ve Blackberry için piyasaya sürülen Super Hexagon, son derece basit bir oyun yapısına sahip. Amacımız, kontrolünüzdeki küçük üçgeni üzerimize gelen duvarlara çarpmadan, sağ sol yaparak, en uzun süre hareket ettirmek, hepsi bu. Her ne kadar amaç basit olsa da uygulamada her şey o kadar kolay değil. Oyunumuz müziğin ritmine göre hızlanan duvarlar ve renk değiştiren arkaplanla birlikte daha da zorlaşıyor. Başlangıçta Hexagon(Hard), Hexagoner(Harder), Hexagonest(Hardest) olmak üzere 3 adet zorluk seviyesi var ve her zorluk seviyesinde 60 saniyeyi geçmenizle birlikte, yeni bir seviye daha açılıyor. Zaten zor olan Super Hexagon, bu sayede saçlarımızın daha çabuk dökülmesine sebep oluyor.
Renkli tasarımı, müzikle uyumu, eğlenceli oynayışı ve çıldırtan zorluk seviyeleriyle Super Hexagon, tam bir boş zaman katili! Anlayacağınız VVVVVV ile tanıdığımız Terry Cavanagh yine güzel bir yapımla karşımızda. Bağımlılık yapıcı bu “dünyanın en zor oyununu” hepinize şiddetle tavsiye ederim! Keyifli oyunlar efendim.