Böylesine geniş bir oyun alanının, sıfır yükleme ekranıyla birlikte oyunculara sunulacak olması tabii ki de grafik işlemciye binecek yük açısından bir endişe yaratıyor. Ubisoft’un geliştirdiği Babel Engine isimli oyun motoru ile bu büyük oyunun grafikleri de gayet başarılı duruyor. Yollardaki yansımalar, yağmur ve kar efektleri, araçların görünüşleri ve yansımaları da gayet başarılı bir şekilde programlanmış. Ubisoft, Amerika’yı keşfe çıkarken gerçekten de oradaymışız hissini vermek için elinden gelenin en iyisini yapmışa benziyor.
Şehir tasarımlarında da Ubisoft iyi bir iş çıkartmış. Las Vegas, New York, Miami gibi büyük şehirleri gerçeğine mümkün olduğunca yakın bir şekilde modelleyen Ubisoft, St. George gibi ufak kasabaları da oyuna eklemiş fakat bunlarda birebir modelleme yapılmamış. Bunun dışında büyük kanyon gibi doğal güzellikler de birebir olarak oyuna yansıtılmış durumda.
Oyunun asıl olayı arabalar olduğu için bu konuya değinmesek olmaz. Şu an için bilinen 12 marka ve toplam 23 model bulunmakta. Oyun henüz yeni betadan çıktığı için bu sayılar kesin olmasa da lisanlı arabalarla oynanacak olması ve bu araç sayısının oyun çıktığında ve sonrasında artacağı gerçeği de bizleri heyecanlandırmayı başardı. Arcade bir sürüş sistemi olacak olan The Crew’da hasarların da sürüş üzerinde gerçekçi bir etkisi hemen hemen yok. Ama zeminin sürüşü etkileyeceğini gerçeğini de unutmamak lazım. Karlı ve ıslak zeminde giderken aracın yoldan çıkması veya kayması, kuru zemine göre çok daha kolay olacağını hatırlatalım.