Çığlık çığlığa kutladık! Açıkçası E3’teki oyunları seyrederken en çok etkilendiğim oyun yeni Rainbow Six oldu. Özellikle Co-Op moduyla geçmişten beri neredeyse rakipsiz olan Rainbow Six’in böyle etkileyici bir fragmanla geri dönmesi beni benden almıştı. Rainbow Six ‘ten bu yana Co-Op’undan en çok keyif aldığım oyun Far Cry 3 olmuştu.
Peki Rainbow Six Siege’i bu kadar özel kılan nedir?
Öncelikle Rainbow Six oyunlarının gerçekçi olması ve ekipman kullanımına verdiği ağırlık bu serinin bu kadar çok sevilmesindeki en büyük etkendir. Tabii ki eski bir CIA ajanı olan Tom Clancy’nin Rainbow Six romanından esinlenilerek yazılan hikayeleri de bu oyunun temelini oluşturur. Daha Alpha öncesi videosuna baktığımız Siege’de bunların hiç birisiyle ilgili bir ipucu yok. Hatta oyunla ilgili seyrettiğimiz diğer videolarda E3 videosunda gördüğümüz sniper sınıfı da görünmüyor. Şimdilik görünen SMG ve patlayıcı, kalkan ve tabanca ve sadece pompalı tüfek kullanan üç sınıf olduğu. Ama bir oyunda Alpha’dan Betaya kadar dağlar kadar özellik eklenebileceğini (Bknz Destiny Alpha ve Beta’sı) bildiğimizden buralara çok takılmamak gerek.
Rainbox Six Siege’de bizi en çok etkileyen şey değişen ortam oldu. Kurşunların kalibrelerine ve patlayıcıların alan etkilerine göre bina içerisindeki duvarlardan mobilyalara kadar herşey yıkılabiliyor ve ortalığa savruluyor. Bu da Battlefield serilerinden alıştığımız üzere savaş alanındaki yaratıcılığımızı harekete geçiriyor. Düşmanın arkasında bulunduğundan şüphelendiğiniz bir duvar mı var? Kurşunla delik deşik edin gitsin. Teröristler kapıyı mı bloke etmişler patlat! Odaya girecek yer mi yok. Tavanı del! Tüm bu özellikleri E3 videosunda gördük. Teröristlerin ellerinde tuttuğu bir rehineyi kurtarmak için eve dalan 5 adet özel tim üyesiyle içeride onlara binbir tuzak kuran teröristler arasında mücadele herşeyi naklen anlatıyor.
1 2