Eserlerinin adı kadar tanınırlığa sahip olmayan ancak Bastion’la kendini beğendiren bağımsız oyun yapımcısı Supergiant Games’den bir başka oyun geliyor! Supergiant Games kendilerini “amacı çocukken oynadığınız oyunlar gibi hayalgücünüzde kıvılcımlar çakan oyunlar yapmak olan, büyük hedefli küçük bir oyun yapımcısı” olarak tanımlıyor. İlk oyunları Bastion, izometrik tarzda bir aksiyon RPG oyunuydu. Oyuncular tarafından çok beğeni toplayan yönleri oynanıştan çok, ses aktörlerinin performansı, (Rucks karakterine ses veren efsanevi Logan Cunningham‘a bir selam) uyuşturucu etkisi yaratan bir masal seviyesindeki rengarenkliği ve çizimleri, (sanatçı Jen Zee‘ye bir selam) insanın kimi zaman tüylerini diken diken edip duygulandıran kimi zaman hareketlendiren hala arada açıp dinlediğim müzikleri (bestekâr Darren Korb‘a bir selam) ve tabi ki de hikayesi (son selam da Greg Kasavin‘e) idi. Bunları hepsini organize eden ve yöneten şirketin eşkurucusu Amir Rao‘yu ayrıca anmak gerek.
Bastion’ı şu ana kadar oynamadıysanız, Supergiant’ın tarzını anlayabilmek için çabucak oynamanızı tavsiye ediyorum. Şimdi gelelim yeni oyuna: Transistor!
Transistor için de Supergiant Games bilim-kurgu aksiyon RPG türünde bir oyun olacağını söylemiş. Transistor’ın, PlayStation 4 ve PC çıkış tarihi ise 20 Mayıs 2014. Oyunu PSN’den veya Steam’den temin edebilecekmişiz (Bayinizden ısrarla isteyiniz.)
Transistor, Red adlı bir şarkıcının (ve yine Bastion’a benzer bir şekilde başkahramanımız Red hiç konuşmuyor) yaşadığı fütüristik bir şehirde geçiyor. Bir gün, şehirde yaşayan yüzlerce kişi bir anda yok olmaya başlıyor. Sıranın kendine geldiğini hisseden Red, onu kovalayan robotlardan kaçarken bir cesedin üzerinde parlayan, esrarengiz, güçlü ve adını oyuna veren kılıcı görüyor: Transistor. Ve işte bu noktada çok sevindirici bir haberim var, kılıcı kim seslendiriyor dersiniz? Logan Cunningham! Güzel haberler bu kadarla kalmıyor, görünüşe bakılırsa birkaç eklemenin dışında eski ekibin hepsi Transistor’da da çalışıyor. Çizimler yine Jen Zee, müzikler yine Darren Korb (en çok buna sevindim)[ayrıca şarkılardaki vokalde Korb’un daha önceden de çalışmışlığı olduğu, Bastion’da “Build That Wall”u söyleyen Ashley Brett!] ve direktör yine Amir Rao.
Başkahramanımız Red, ve kucağında Transistor.
Şimdi oynanışa gelelim. Oyunun büyük kısmı Transistor’un dinamikleri etrafında dönüyor. Transistor’ün bir basit kesme hareketi, ve bir de şarj edilerek fırlatılabilen bir vuruş tarzı var. Transistor’ın Bastion’daki silahlardan yeni ve orijinal olarak getirdiği ise şu, kılıç yeterince şarj olduğunda özel bir gücü açılıyor. Bu özel güç, zamanı durduruyor ve sizin Red’in hareketlerini planlamanıza izin veriyor.(Fallout serisinin VATS’ını andırmıyor mu post-apokaliptik severler?) Her hamlenizi kurup hareket barınızı bitirdikten sonra “Planı İcra et” tuşuna bastığınızda az önce planladığınız hamleleri birer birer yapıyor. Satrançseverlerin hoşuna gider gibi geldi bana?
Kendisini yakalamak isteyen “The Process”ten kaçan Red bir yandan da onları, bütün bunların nedenini arıyor.
Oldschool mikrofonuyla şarkıcı Red.
Oyun hakkında söylenebilecekler bu kadar, bize kalan merakla beklemek ve yeni haberler için Supergiant Games’i takip etmek. Şuraya trailer’ını da bırakayım, muhteşem olmuş gerçekten, müziğin keyfini varın.
Son olarak da twitter’da rastladığım bir resim, hem Bastion’dan hala kopamamış hem de Transistor’ı heyecanla bekleyen benim gibiler için!