Peki özetle ne yapalım? Alalım mı, almayalım mı?
İncelemelerin doğasındandır, sevdiğimiz şeylerin yanında biraz da sevmediklerimizden bahsetmek gerekir. O zaman onlara da kısaca bir bakalım:
Yine Aynı Şey
Aslında “bozuk olmayanı bozmaya gerek yok” diye ünlü bir deyim vardır, Borderlands: The Pre-Sequel de aynı öyle bir şey işte. Yani bu oyunda önceden görmediğiniz yeni bir şey yok. Farklı özelliklere sahip yeni karakterleri zaten hep seviyoruz, ama düşük yerçekimi veya oksijen kullanımı tek başına bu oyunu öncekilerden çok da farklı kılmıyor ne yazık ki.
Saçmasapan Takılmalar
Grafikte veya bilgisayarda takılmaktan bahsetmiyorum. Gidip bir dolabı açtığınız anda veya bir kayanın dibine atlayıp da karakterinizin bulunduğu yerde manasız şekilde takılıp kalmasından ve kıpırdayamamasından bahsediyorum. Evet, yıl 2014 ve bunlar hala oluyor. Bu durumda tek yapabileceğiniz ayağınızın dibine bir roket mermisi veya el bombası atmak, ölmek ve en yakın noktada dirilmek olacaktır.
Çok Zor Olabilen Boss’lar
Yahu hangi firma neden gidip bir oyunun ilk boss’unu sonrakilerden daha zor yapar? İlk yarım saatte insanları bezdirip bıraktırmak için olabilir mi acaba? Veya Felicity Rampant gibi hayvani zor bir oyun ortası boss’u neden yapılır? Neyse hepsini geçmenin ufak ipuçları var tabii. Önemli olan sakin olmak ve doğru sıra ile doğru yerlere, doğru silah türleri ile ateş etmek.
Bunların dışında beni rahatsız eden ciddi bir şey olmadı oyunda. Handsome Jack’in Borderlands 2’de neden bu kadar kafayı sıyırmış olduğunu, Hyperion’un kontrolünü ele geçirip elindeki dev robot ordusunu nasıl kurduğunu (tabii ki bizim sayemizde) öğrenmek istiyorsanız, Borderlands: The Pre-Sequel harika bir fırsat. Oyunun bunu anlatan ana görevini yaklaşık 12-15 saatte bitirmek mümkün tabii. Ama kim hiçbir yan görevi yapmadığı, dünyasını keşfetmediği, her köşesini kurcalamadığı, her kutuyu dolabı ve malzeme konteynerini açmadığı, her esprisini duymadığı bir Borderlands oynamak ister ki? Ayrıca ortalığı kurcalamazsanız tüm zamanların en uçuk basket atışını da kaçırabilirsiniz. 😉
Bunlara tüm karakterleri en azından birer kez denemeyi ve özel güçlerini test etmeyi de eklersek, Borderlands: The Pre-Sequel en az diğer iki oyuna yatırdığınız kadar zamanı (her biri 100-200 saat arası) sizden isteyecektir. Vermezseniz de Mr.Torque gelip beyninizi en büyük patlama ile uçurabilir. Benden uyarması.
Son olarak, Concordia’da Moxxi’nin barına gidince orada müzikleri çalan DJ Boom ve DJ Rang’e benden selam söyleyin. Onlara deyin ki, Daft Punk elemanları kasklarını geri istiyormuş. Herkese iyi eğlenceler. 🙂