AMA!!! Sevgili okurlar, ama, bunu bir türlü tam olarak benimseyemiyorum, geç diyemiyorum. Neden mi? Çünkü Call of Duty bir FPS. Walking Dead oynarken de zombi çıkınca ekranı parmaklıyorum, sağa sola kaydırıyorum vs ama o oyunun olayı o. Tamam, diyeceksiniz ki, CoD’un da olayı bu. Ama işte, tam oturmuyor. Çünkü türü farklı ve arada yaptığımız çatışmalar da beni hiç ama hiç tatmin etmedi. Zira oyunun FPS kısmı şöyle: Siper al, kafalarını çıkarmalarını bekle, ateş et. Olur da rakibe yandan yaklaşırsanız, ne yapacaklarını pek bilemiyorlar. Hele hele arkalarına falan geçerseniz iyice sapıtıyorlar. Kısacası çarpışmalar için de gelişmiş bir AI yok, temel düzeyde çatışabilecek kadar yapmışlar. Varsa da ben campaignde hissedemedim.
Bir de tüm o keyfe rağmen bu sahnelerin oyunu tanımlamasının yan etkileri var: Mesela bir ofise gidiyorsunuz, yaklaşık 15 saniye sonra scripted bir olayla birisi bir köşeye mi itilecek? O köşenin orada görünmez bir duvar oluyor, gidemiyorsunuz. Ya da işte sahnenin parçası olarak bir monitör mü kırılacak? Bomba atsanız kıramıyorsunuz. Çevre etkileşimini oldukça öldürüyor yani. Hele bir de bir gökdelene tırmanma sahnesi var ki… Oyunun en keyifli yerlerindendi ama belli ki gerçek bir karakter modeli yapmamışlardı zira bacaklar odun gibi sabit duruyor, siz üstünde hareketli taret gibi hissediyorsunuz eğer bacaklarınıza bakmak isterseniz. Keşke hiç bacak falan koymasalarmış. Böyle tasarım hataları da cabası.
Keşke oyun bize biraz daha özgürlük tanısaymış savaşlarda ya da daha fazla sayıda özgürlük tanınan savaş olsaymış. Yani basit kapıları açmaktan, kırmaktan bile aciz, oyun bizi nereye götürürse oraya giden bir karakter var. Bir kaç yer dışında kabaca zaten birisi sürekli yanınızda size ne yapacağınızı söylüyor.