Kategoriler

Corpse of Discovery İncelemesi

Uzayda, birden çok uzak gezegenlerde mahsur kalmış bir astronotun mücadelesini anlatan Corpse of Discovery, macera türünü farklı bir şekilde sunuyor. Detaylar incelememizde.

Oyunun genel işleyişi, bir gezegende görevi tamamladıktan sonra diğer bir gezegende gözünüzü açmak üzerinde devam ediyor. Görevler arasında ne kadar zaman geçtiğini ise ailenizin size gönderdiği mesajlarla anlayabilirsiniz. Her gezegenin tasarımı iyi yansıtılmış. Hepsinde de farklı farklı çevreler ve engeller bulunuyor. Bir kısmında lavlar ve uçan kayalar varken, bir kısmında da çöller ve mağaralar var. Hepsinde yapmanız gereken şey belli; bir yerden bir yere gitmek. Açıkçası bir yerden bir yere gitmek bir süre sonra sıkıcı oluyor ve oyuncuya sürekli tekrarlık hissi uyandırıyor. Geliştiriciler bunu aşmak için sırtınıza bir sırt roketi yerleştirse de, onun da verdiği keyif bir süre sonra azalıyor. Her ne kadar her şey birbirinin aynısı gibi görünse de zaman geçtikçe bazı şeylerin değiştiğini fark edeceksiniz. Mesela; tüm görevler boyunca yanınızdan bir saniye bile ayrılmayan çok sevgili robotumuz AVA, devreleri yakıp sövmeye ve sürekli aynı işi tekrar ettiğimiz için karakterimizle dalga geçmeye başlıyor. Tabii benim suratımda bir gülümseme “işte uzayda beklenen ve kendi benliğini kazanıp bir şeytana dönüşmeye başlayan yapay zekalı bir robot”. Robotun, HAL 9000’e dönüşmesini bekledim ama o kadar contayı sıyırmıyor 🙂

fragtist - corpse of discovery 6

Keşfettiğimiz canlılardan biri. Sağ tarafta ise AVA. Wall – E’deki EVA’ya ne kadar benziyor değil mi?

Oyunda ilerledikçe aklınızda sorular birikiyor; “buraya nasıl geldim, kaza nasıl oldu, benimle neden iletişim kuramıyorlar, bu gezegenler niye önemli, niye kimse beni kurtarmaya gelmiyor, nasıl oluyor da sürekli farklı gezegenlerde uyanıp aynı mesajları dinliyorum” gibi soruların cevabını maalesef oyun bize vermiyor. Bu da “e ben niye oynadım ki o zaman” demeniz için haklı bir sebep. Sanırım geliştiricilerin kafasındaki olay şu; “oyunculara zamanlarını boşa harcamaları durumunda, ailelerini kaybedeceklerini anlatalım, böylece ailelerinin değerlerini anlarlar.” Bunu anlatmak için ortalama 3 saatlik bir oyunu kullanmaları ne kadar doğru, orası tartışılır.

Ana görevlerin dışında bazı iyi referanslara gönderme yapan ilginç olaylar da var. Gezegenlerde görevlerin dışında uydular var, bunları toplayarak bazı reklamları oynatabilirsiniz. Bu reklamlardan birinde de karakterimizi tamamen strese sokacak cinsten bir şekilde konuşma geçiyor: “bu gezegende yalnız başına ölüp gideceksin!”. Bunun dışında teknolojik yardımcımız AVA da ara sıra güldürüyor. Özellikle her görev bitiminden hemen sonra söylediği “pilim bitiyor ve birazdan kapanacağım, sense bu gezegende yalnız başına öleceksin ve buradaki hayvanlar için bir yemek olacaksın. Veya buradaki hayvanlara yemek olduktan sonra yalnız başına öleceksin” gibi açık sözlülüğün dibine vurduktan sonra, çok iyi görev analizi de yapabiliyor; “Binbaşı, senin görevin bu gezegendeki doğal kaynakları incelemek, gemini tamir edip evine dönmen değil. Bugün harcadığın kaynakları sıralıyorum: kendi hayatın ve benim zamanım”. Oyun ilerledikçe AVA daha da eğlenceli oluyor. Bir süre sonra acaba bu makineyi kullanıcılarını çok şaşırtan cevaplar veren Siri’ye referans alarak mı tasarladılar diye düşünmeye başladım.

Sözünü ettiğim gözcü yaratık.

1 2 3 4

Görüntülenmeler:
321
İlgili Kategoriler
İncelemeler · Oyun İnceleme · PC
Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com