Kategoriler

Dead Cells İncelemesi

Dead Cell’s birçok 2D platform oyunun yapmadığını yapmayı başarmış olabilir mi? Yoksa onlar gibi tek seferlik bir macera mı?

2D oyunları seviyorsanız Dead Cells oldukça ilginizi çekecek, hatta başından kalkmadan kendisini oynattıracak. Bu konuda çok netim, çünkü uzun zamandır karşımıza birçok 2D platform oyunu geliyor ancak bir çoğu sanki kolaya kaçılmak istenmiş de o yüzden 2D yapılmış hissiyatı veriyordu. Ancak Dead Cells için bunu söylemek mümkün değil. Dead Cells son derece eğlenceli ve bir o kadar da zor bir oyun olmuş. Üstelik erken erişimde olmasına rağmen oldukça da sağlam durumda!

Oyunda hikaye kısmında çok da bir derinlik olmasa da oyunun asıl yıldızı animasyonları, görselliği, gerçekten eğlenceli ve oyuncuyu bir şekilde her seferinde kendisine adapte ettirmesi. Her seferinde diyorum çünkü oyunda kafası uçurulmuş ancak bedeni bir tür yaratık tarafından kontrol altına alınan bir karakteri oynuyoruz. Eh adı üstünde Dead Cells (Ölü Hücreler).

Tamamen 2D olarak tasarlanmış olan bölümlerde bir o yana bir bu yana koştururken, bir yandan da duvarların arkasına gizlenmiş eşyaları aramakla uğraşıyor, zibilyon tane silah ve farklı düşmanlar ile karşılaşıyoruz. İşin en eğlenceli kısımlarından bir tanesi ise bu zibilyon tane silah ve eşyanın birbirleri ile kombine olacak şekilde efektif kullanılabiliyor olması. Hemen bir örnek vermem gerekirse elinizde düşmana vurduğunuz zaman onu yağa bulayan bir silah var, eşya olarak ise alev bombası taşıyorsunuz. Gerisini siz düşünün. Kısacası kullandığınız silahlar oyun stilinizi belirliyor ve her seferinde farklı bir oynanış sağlıyor. Bu da tekrar oynanabilirlik açısından oldukça keyif verici. Ancak her oyunda olduğu gibi size en uygun kombinasyonu bulduğunuz zaman tabii ki onunla devam etmeyi tercih edeceksiniz.

Silahlar ve eşyalar arasında tabii ki bir de tercih etmeniz gereken ekipmanlar da bulunuyor. Öldüğünüz zaman bir kez daha kalkmanıza izin veren bir kolye ya da oyunun ilk bölümlerini atlamanıza izin veren bir eşya tercih edebilirsiniz. Oyun bu noktada bizleri bir seçim yapmaya da zorluyor.

Olay sadece bununla bitmiyor, bölümler içerisinde kilitli kapılar mevcut bu kapılar belirli bir hasar sonrasında kırarak açabiliyor ya da bedelini (altın) ödeyerek açılmasını da sağlayabiliyoruz. Ancak oyun bize bu seçimi sunarken aynı zamanda bir karar almamızı da istiyor, eğer bedelini ödemez kırıp açarsak üzerimize bir lanet bırakıyor. Bu lanet genellikle bizim tek bir hasar aldığımız anda ölmemize sebep oluyor ancak laneti üstümüzden kaldırma şansımız da var tabii ki, o da belirli sayıda düşmanı hasar almadan öldürmek. Aynı zamanda birçok güçlendirme parşömeni de bulmak mümkün, yine bunlar arasında can barını yükseltmek, daha çok hasar vermek gibi bir çok geçici güçlendirme bulunuyor. Bütün bunların yanında bölümlerin içerisinde iki ya da daha fazla noktaya hızlıca erişebilme olanağı sağlayan büyülü geçitler de mevcut.

Oyunda öldüğümüz zaman başladığımız yere geriye dönüyoruz. Evet yine bir Dark Souls tadı var, eh artık olmazsa olmaz haline gelen bu durum birçok oyuncuyu oyunlardan soğutuyor olsa da benim açımdan oldukça eğlenceli. Özellikle de Dead Cells gibi oyuna güzelce yedirilmişse hiç de rahatsız edici olmuyor. Tabii ki öldüğümüz zaman yine topladığımız her şeyi kaybediyoruz. Ancak bölüm sonlarında karşımıza çıkan tüccardan elde ettiğimiz bir geliştirme sayesinde ölünce kaybettiklerimizin bir kısmını geriye alma da mevcut. Bu tüccar, sadece bu geliştirmeyi satmıyor tabii ki, sağlık iksirlerinin sayısını ve gücünü arttırmaktan tutun, bombaların gücü, sayısı, silahların daha çok hasar vermesi gibi bir çok seçenek mevcut. Unutmadan hemen ekleyeyim bu tüccara bu geliştirmeler için tahmin edin ne ödüyoruz? Ruhlar. Evet, öldürdüğümüz düşmanlardan düşen ruhları bu tüccar kardeşimize getiriyoruz ve karşılığında arzuladığımız ne ise onu geliştiriyoruz.

Oyun içerisinde belirli bir süre sonra kapanan kapılar da mevcut, bu kapıları açmanın zamanından önce ulaşmaktan başka bir yolu yok. Ancak her seferinde bölümler yeniden yaratılıyor, yani bir önceki oynadığınız bölümden oldukça farklı oluyor haliyle de ezbere koşturamıyoruz. Eğer hızlı reflekslere sahip değilseniz ve oyun zaten sizden acele etmenizi istediği için daha da zorlaşıyor. Ancak her denemede biraz daha alışıyor ve biraz daha başarılı olmaya başlıyorsunuz. Eh zaten her konuda da böyle değil mi? Ne kadar pratik o kadar başarı.

Dead Cells, bizlere onlarca büyük vaatlerde bulunmuyor. Bize sunduğu en büyük vaat eğlenceli oynanışı desem sanıyorum en doğrusu olacaktır. Bu eğlenceli oynanışı da yukarı satırlarda belirttiklerim ile sağlıyor. Hızlı, akıcı, eğlenceli ve zorlayıcı bir oyun arıyorsanız. Üstelik bu tür oyunları seviyorsanız Dead Cells kesinlikle aradığınız oyun olacak.

Injustice 2 İncelemesi

Görüntülenmeler:
134
İlgili Kategoriler
İncelemeler · Oyun İnceleme · PC
Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com