Dishonored 2 ilk oyundan bir kaç sene sonrasında kaldığı yerden devam ediyor. Bakalım Corvo ve Emily’nin dönüşü beklendiği kadar iyi mi?
Bazı oyunlar vardır, sonu aynı bitse bile tekrar tekrar açar oynarsınız. Ancak bazı oyunlar vardır ki farklı sonları yüzünden her bir sonu görmek için tekrar tekrar oynarsınız.
Eğer ilk Dishonored ile saatlerini hatta günlerini harcamış olanlardansanız zaten Dishonored 2 sizin için gözü kapalı alınacak bir oyun olmalı. Aslında lafı çok uzatmak istemiyorum çünkü oyun gerçekten mü-kem-mel olmuş.
Bazı devam oyunlarına şöyle bir baktığınızda korkarsınız ya içinizden kendi kendinize sorarsınız “acaba ilk oyunun tadını bozmuşlar mıdır?” diye. Korkmayın Dishonored 2 hem bozmamış hem de üzerine daha da başarılı olmuş. Arkane Studios içerisinde bu oyun için çalışmış kim varsa elini öpmek lazım. Bir oyun bu kadar mı dolu olur arkadaş.
Bu arada hemen bahsetmek istiyorum, etrafta dolanan optimizasyon sıkıntısı sorunlarını ben pek yaşamadım, bazı noktalarda anlık FPS düşüşü oldu ancak bu oynanabilirliği etkilemedi. PC’nin iyi olmasından kaynaklı da olabilir tabii ki bu durum. Ancak bilen bilir, benim zaten sabit 60 FPS takıntım olmadığı için oyun 30 FPS üzeri olduğu sürece herhangi bir sıkıntı hissetmiyorum. Oyunun 30 FPS altına düştüğünü de görmedim.
Bütün bunlar bir yana Dishonored 2 de ilk oyundan farklı olmayan, değişmeyen noktalar var. Öncelikle bir noktadan diğerine giderken yine bir tekne kullanıyoruz. Açıkçası bu benim çok hoşuma gitti keza içinde bulunduğumuz durum ve dünya buna olanak sağladığı için hiç rahatsızlık duymadım. Ayrıca yine mimari açıdan bizlere yine Viktorian dönemini yansıtmaya devam ediyor.
Yine elektrik olayını tabii ki balina yağı ile hallediyorlar. Yine ilk oyunda olduğu gibi bazı bölgelerdeki elektrik ile korunan, geçmek istediğimizde tavuk gibi kızartan o güvenlik kapıları mevcut. Ve tabii ki Dishonored’ın olmazsa olmazı Powers ve Bone Charms. Kısacası değişen çok şey var ancak değişmeyen de bir o kadar detay var. Bu sebeple de bir önceki oyundan devam ettiğimiz hissiyata çok rahat erişiyoruz. Ancak bu sefer Dunwall sınırlarında kalmayıp başka şehirleri de ziyaret ediyoruz. Oyundaki değişikliklerin içerisinde bir de Black Market adı verilen yerler var, bu mekanlardan alışveriş yapabiliyoruz, aldığımız blue printler ile yeni ekipmanlar yapabiliyoruz. Üstelik bu sefer Bone Charm yapma şansına bile sahibiz.
Eğer ilk oyunu oynamadıysanız, bu oyun içerisinde ilk oyun ile ilgili olarak birçok bilgiye zaten erişiyorsunuz. Ancak benim tavsiyem önce ilk oyunu bir kere bitirin. Gördüğüm kadarıyla ikinci oyun ilk oyuna göre daha geniş bir içeriğe sahip. Yine ilk oyunda olduğu gibi yaptığımız seçimler oyunun gidişatını etkiliyor. Ancak bu sefer bu seçimlerin sayısı daha da fazla, özellikle en çok dikkatimi çeken bu oldu. Seçimlerimiz ile ilgili detaya girmeden önce oyunun ilk oyundan tam 15 yıl sonrasında geçtiğini ve Emily Kaldwin’in Corvo’nun yardımı ile bir kraliçe olduğunu söylemeliyim. Oyun başladığında zaten bu detaylar oyuncuya güzel bir şekilde aktarılıyor. Oyunun başladığı nokta ise Emily’nin annesi Jassemine Kaldwin’in 15. ölüm yıldönümü. Buradan itibaren daha fazlasını yazmak istemiyorum çünkü oynayıp kendiniz deneyimleseniz daha iyi olacak.