Şu aralar adam gibi hikayeye sahip olan oyunlar geldikçe oyun oynamanın keyfi de bir o kadar artıyor. Far Cry 3’ü uzun zamandır takip ediyordum. Oyun çıkmadan önce bir sürü etkileyici video seyrettim ve itiraf etmek Ubisoft’un beklentiyi arttırma konusundaki stratejisini de keyifle takip ettim.
EĞLENCE, ADRENALİN VE ÖLÜM
Far Cry 3’te gününü gün eden, tatilde aksiyondan aksiyona koşan bir gençken paraşütle atladığı adanın bir grup deli korsan tarafından işgal edilmesi sonucu onlara esir düşen bir genci, Jason Brody’i yönetiyoruz. Jason, Vaas adında bir deli korsan tarafından kardeşiyle beraber kafese tıkılmış. Arkadaşlarının nerede olduğunu bilmiyor ve onu esir alan adam gerçekten orijinal bir kaçık. Oyun çok sert başlıyor. Jason, bizim gibi sıradan birisi. Zaten, eski bir asker olan kardeşinin sayesinde kafesten kurtulup kamptan kaçmaya çalışırken daha 5. dakikada panikle kendini savunmaya çalışıyor ve elindeki palayı karşısındaki adamın gıtlağına gömüveriyor. Korku içerisinde, ne yapacağını bilemeyen, panikten eli ayağına dolaşan bir adamın soğuk kanlı bir katile dönüşmesine ise tüm oyun boyunca adım adım tanık oluyoruz.
Aslında Jason’ın amacı adaya dağılmış durumdaki arkadaşlarını kurtarıp adadan kaçmak. Ama bunun yolunun adadaki Rakyat isimli yerli gruba destek vermekten geçtiğini görüyor. Çünkü tek dostları onlar. Onlar Jason’a yol gösterdikçe Jason da onlar için savaşıyor ve bir Rambo’ya dönüşmeye başlıyor.
Sakın ola Far Cry 3’ü başka bir FPS ile karıştırmayın. Bu oyun eski oyunların izinden ilerliyor. Açık bir dünyada takip edebileceğiniz bir ana görev olsa da yan görevlere gitmek sizin elinizde. Üstelik onları nasıl yapacağınıza da siz karar veriyorsunuz. Oyun bir Skyrim değil sakın öyle bir izlenime kapılmayın.
Görevlerin yanısıra adada bulabileceğiniz yığınla gizli bölüm, easter egg’ler ve adanın tarihine ışık tutacak mektuplar yada korsanların kayıtlarına ulaşabileceğiniz SD kartlar vb bir sürü veri var. Hatta Japon’lardan kalma tesislerde bilgi peşinde bile koşuyoruz. Yani takır takır çatışmaya girmek yerine senaryoyu bir film gibi yaşayabiliyorsunuz.
Çatışma demişken oyundaki çarpışmalarda yapay zekanın büyük rolü var. Her şey rastlansal ilerliyor ve her yaptığınız size tecrübe puanı olarak geri dönüyor. Bu da seviye atlamanızı sağlıyor ki o da yetenek puanı demek. Olayları karıştırmadan adım adım girelim:
NASIL İSTERSEN ÖYLE ÖLDÜR
Oyunda korsanların elinden alabileceğiniz kontrol noktaları var. Bu noktaları ele geçirip Rakyat’a veriyorsunuz ve böylelikle bu noktalara harita üzerinden hızlı ulaşım seçeneğini kullanarak gidebiliyorsunuz. Yani bir arabaya binmenize yada koşuşturmanıza gerek kalmıyor. Tabii ki Vaas’ın korsanları da buraları geri almaya çalışıyor. Ama Allah’tan buraları savunan Rakyat savaşçıları var. Oyunda çatışmaya girerken kullandığınız silahlar ve adam öldürme tarzınız tamamen size kalmış. İşinizi sessiz halletmek size daha fazla tecrübe puanı olarak geri dönüyor. Ayrıca her şey rastlansal ilerliyor demiştik hatırlarsanız. Mesela siz korsan üssüne daldığınızda şans eseri orada devriye atan korsanlar da ciple gelip arkanızdan sizi kuşatabiliyor. Yada vahşi hayvanlar size veya düşmanlarınıza dalabiliyor. Korsanların kafese kapattıkları ayı, panter vb hayvanların kafesini uzaktan kırarsanız oradan kurtulup en yakın korsanın gırtlağına çökebiliyor. Etrafı ateşe verip korsanları paniklettirebiliyorsunuz. Bu aynı zamanda savaş alanını kontrol altına almanıza yardımcı oluyor. Korsanlar başka yerlere bakarken onları tek tek oklayabiliyorsunuz. Merak etmeyin, oklarınızı düşmanların üzerinden toplayabiliyorsunuz. Kısacası her şey sizin tercihinize kalmış. Bu arada Farcry 2’de bulunan, silahların bir süre sonra eskiyip elinizde patlaması sorunu bu oyunda ortadan kaldırılmış.
1 2