Kalem kılıçtan keskin midir? Ekonomi tabanlı strateji oyunu Grand Ages Medieval’ı sizin için inceledik!
Üretim konusunda, 20 çeşit ürünümüz olduğunu belirtmiştim. Başlangıçta 20 ürün herhangi bir strateji oyunu için oldukça yeterli görünse de bu sayı hem ekonomi tabanlı bir oyun için, hem de o zamanın Avrupasını düşündüğümüzde oldukça az. Zamanın temel geçim kaynağı olan hayvancılık ve silah üretimi gibi önemli kalemlere oyunda yer verilmemiş, kısıtlı bir üretim ağacı tercih edilmiş. Bunun en büyük muhtemel sebebiyse bir Kalypso klasiği olan DLC’ler. Oyun yeni çıkmış ve düzeltme yamaları bile yeni yeni yollanırken, ana menüde gözümüze çarpan “Additional Content” sekmesi bile en büyük kanıt olarak karşımızda. Peki, bu bir eksi özellik olarak değerlendirilebilir mi? Açıkçası koyu bir Europe Universalis ve Tropico fanı olarak oyunların adım adım genişletilmesi taraftarıyım. DLC’ler uygun fiyatlarda tutulduğu sürece, düzenli aralıklarla gelen eklentiler oyuna hem farklı bir tat katacak, hem de oyun süresini uzatarak bizi uzun bir süre başında tutmayı başarabilecek. Bu yüzden şu an için ürün çeşidi az olsa da, Kalypso’nun DLC politikası hesaba katılınca, maceraya giriş için yeterli diyebiliriz.
Üretimde ve yönetimde başarıyı yakalamak ve iyi bir yönetici olmak için yardımcı elemanlarımız arasındaysa geliştirme seçenekleri bulunuyor. Development başlığından erişebileceğimiz teknoloji ağacımız Üretim, Altyapı, Askeriye ve Akademi olmak üzere 4 başlık altında ve 50’den fazla yenilik olarak kurulmuş. Arıcılık yapmak, şehirler arası yolları genişletmek, depolama kapasitesini artırmak, yeni askeri birimler üretmek gibi birçok seçenek bu yenilikler arasında kendine yer kapmış durumda. Anlayacağınız bütün yönetim oyun stilimize göre belirleniyor ve dilersek askeri alanda, dilersek ekonomi yönünde şehirlerimize şekil verebiliyoruz. Bu da farklı oyun tarzlarının etkilerinin daha rahat hissedilmesini ve daha çeşitli bir oyun yapısını beraberinde getiriyor.
Grand Ages Medieval’ın bir diğer güzel yanıysa çevre etkileşimi tarafında. Haritayı turlayan askerlerimiz terkedilmiş kamplar bulup ellerinde ticari mallarla dönebiliyor, hazine sandıklarına denk gelebiliyor, yollardan gönüllü asker toplayabiliyor veya ayı, kurt, haydut saldırısına uğrayabiliyorlar. Buna ek olarak patlayan volkanlar, yaşanan depremler şehirleri vurabiliyor ve yaşamı etkileyebiliyor. Ancak çoğunuzun bildiği gibi Orta Çağ’daki şehirlerin en büyük düşmanı doğa olayları değildi! Evet, veba! Eğer halkınızı açlıkla sınar, gerekli önlemleri almaz, şehri pislik götürmesine göz yumarsanız, uzun bir veba salgını sizi bekliyor demektir. Bu da hem askerlerinizin moralini etkileyecek hem de üretimin sekteye uğramasına sebep olacaktır. Dikkatli olmakta fayda var.
Askerlerden konu açılmışken devam etmemek olmaz. Seçilebilir her ırkın askeri yönelimi farklı olarak belirlenmiş. Kimi atlı birliklerinde ustayken kimi savunma birimlerinde tecrübeli askerlere sahip. Ancak bu tamamen kâğıt üstünde böyle zira Grand Ages Medieval’da savaş sistemi oldukça geri plana atılmış. Evet, savaş sonuçları çevre koşulları, askerlerin moral ve tecrübesi, asker çeşidi gibi seçeneklerden etkileniyor ancak bu oldukça küçük bir seviyede. Genel olarak savaşlarda kimin askeri fazlaysa o kişi gülen taraf olma ayrıcalığını elde ediyor. Buna ek olarak saldırı komutu dışında manuel savaş kontrolü de yok diyebiliriz. Yalnızca saldırma ve geri çekilme komutu verebiliyor, konumlanma, taktik kurma, çevre koşullarından faydalanma gibi gerçek savaş detaylarını kullanamıyoruz. Bir taraf çekilme kararı vermediği süreceyse, taraflardan birinin bütün askerleri ölene kadar savaş devam ediyor ve kendi halinde haftalarca sürüp gidiyor. Öyle ki eğer dikkat etmezseniz orduyu bir tarafta unutmanız ve yıllar boyunca el sürmemeniz işten bile değil. Tamam, arkadaşım oyunu tamamen ekonomi üzerine kurdunuz da, savaşlar azıcık daha detaylı olsaydı hiç de fena olmazdı. Savaş sistemi ne yazık ki çok basit kalmış.