Guild of Dungeoneering, bir kahramanı yönlendirmek yerine, onun etrafına kurduğumuz zindanların hikayesini anlatıyor. Detaylar incelememizde.
Hocam nedir bu kartlar falan böyle?
İlk zindan da anlayabileceğiniz gibi belli kartlarla, kendi zindanımızı oluşturuyoruz. Aslında var olan zindanda çıkışı oluşturuyoruz desek daha doğru bir tabir olacak. Zindanlarda dolaşırken, oyun elimize belli sayıda kart veriyor. Bu kartlar Seek, Dread ve Hope olarak üçe ayrılıyorlar. Seek yani Arama dediğimiz kartlarımız, zindanı oluşturmada kullandığımız yol haritaları gibiler. Bu kartlar sayesinde hedefimize doğru giden yolu çiziyoruz. Dread yani Ölüm kartları, karşımıza çıkacak yaratıkları belirlediğimiz kartlar oluyor. Ne kadar çok yaratık öldürürsek, zindancımız o kadar çok seviye atlıyor ve tabii ki yaratıklardan düşen eşyaları da topluyor. Sonuçta büyük bir yaratığa doğru adım atarken, eşyalarımızın sağlam, zindancımızın da korkusuz olması gerek. Tavsiyem, düşük seviyedeki yaratıkları kullanmanız ve yavaş yavaş eşya toplamanız. Hope yani Umut ise gümüş, altın ve elmas gibi hazineleri kapsıyor. Zindan odalarına yerleştirdiğimiz bu kartlar, zindancımızın dikkatini çekip, onlara doğru hamle yapmasını sağlıyor. Dilersek boş odalara bu kartları yerleştirebiliriz veya görev icabı öldürmemiz gereken yaratığın yoluna koyup, zindancımızı oraya yönlendirebiliriz. Özellikle koca sandıklar ve devasa elmaslar, zindancımızın en çok sevdiği şeyler. Oyunda loot demek, hayat demek.
Ayrıca elimize verilen kartlar her tur değişiyor. Her turda, maksimum 3 kart oynayabiliyoruz. Herhangi bir bekleme süresi yok, bu nedenden hamlenizi doğru yaptığınız sürece sorun çıkmayacaktır. Yine de her tur kartların değişeceğini unutmayın ve elinizde bir Hope kartı varsa kullanmaktan çekinmeyin. Boş bir odaya bırakın ve zindancınızın, onu bulmasını bekleyin.
Savaş taktikleri
Kartları ve zindancılarımızı nasıl elde ettiğimizi öğrendiğimize göre, sıra geldi savaş taktiklerine. Yazımın başında strateji kelimesini kullanmıştım. Şimdi onu yineliyorum ve savaş anında, yaratıklarla karşılaştığımızda yapmamız gerekenler konusunda sizi bilgilendiriyorum.
Oyunda, her yaratığın belli bir seviyesi var. Genelde zindancımızın seviyesine uygun yaratıklar denk geliyor ve önemli bir not: her zindandan çıkıp, loncamıza döndüğümüzde, eşyalarımız, seviyemiz sıfırlanıyor. Yani, bir sonraki zindana üzerimiz dolu dolu eşyalarla, kılıç/kalkanla gireceğinizi düşünmeyin. Görevlerin değişip, sıfırlanması gibi, zindancımızın da eşyaları sıfırlanıyor. Ayrıca destemiz de görevlerimiz ve zindanlarımız gibi sıfırlanıyor. Sadece belirli kartları sürekli elimizde barındırabiliyoruz.
Olay, oyunda çok basit. Bizim ve karşımızdaki yaratığın ayrı bir destesi var. Yaratıkla karşılaştığımız an, onun ve bizim belli bir can puanı olduğunu fark ediyoruz. İlk can puanı sıfırlanan ölüyor. Her turda elimize 3 kart alıyoruz ve yaratığın bize kullandığı karta göre hamlemizi yapıyoruz. Duruma göre 3 kart sayısı artabiliyor veya düşebiliyor. Oyunda zaman harcadıkça, belli kartlarla bunu yapabildiğinizi öğreneceksiniz.
Savaş sırasında fiziksel hasar (Kırmızı yumruk simgeli kart) ve büyüsel hasar (mavi yumruk simgeli kart) şeklinde iki farklı saldırı türümüz var. Bu saldırıları fiziksel hasarı engelleme/ büyüsel hasarı engelleme kartlarımızı kullanarak da engelleyebiliyoruz. Hatta hasarı engelleyemeden büyü yapma gibi güçlü kartlara da denk gelmek mümkün. Bunlar daha çok ekstra özelliği olan kartlar oluyor (simgesi: sarı üzeri çizilmiş bir kalkan). Örnek verelim; yaratık, kendisinden bir can karşılığında size 3 fiziksel hasar verecek ve sizin elinizde de 3 saldırıyı engelleyecek bir kart var (kırmızı kalkan simgesi). Kullandığınızda, yaratık sadece bir can kaybediyor ve siz de saldırıyı engellemiş oluyorsunuz. Yaratığımızı öldürdük, her şey güzel. Peki ya loot. İşte burada dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta var.
Yaratıktan düşen eşyaları dikkatli seçmek gerekiyor. Her eşyanın farklı bir özelliği var. Bazısı size can kartı verirken, bazısı 3-4’ten fazla büyü hasarını engelleyebilecek özel kartlar verebiliyor. Yani yaratıklardan düşen eşyalar = cici kartlar.
Daha çok zindancı? PARA!
İlk sayfada sizlere zindancılara nasıl ulaşacağınız konusunda bilgi vermiştim. Ancak olayı biraz daha detaylandırmakta fayda var. Zindanlara girdik, yolumuzu açtık, koca yaratıkları kestik, loncamızı büyüttük, oh bizden büyüğü yok. O zaman ek olarak loncamıza eklediğimiz şu Blacksmith (demirci) ve Leatherworker (derici) gibi binalarımızdan faydalanalım. Bu binalar, bizlere ek eşyalar veriyor. Her eklediğimiz oda bizlere 4 farklı eşya kazandırıyor. Ne demiştik, zindancı için loot önemli. Hatta oda dışında dilersek, Talisman of the Trickster gibi özel kartları da Expand Guild kısmından elde edebiliyoruz. Bu bölüme özellikle dikkat edin ve iyice inceleyin. Stratejinizi, bu kartlara göre belirleyeceksiniz. Ancak unutmayın, her zindana girdiğinizde kartlarınız ve eşyalarınız sıfırlanıyor (Expand Guild kısmından aldıklarımız hariç).
Zindancılarımızın belirli sınıfları var ve her bir sınıfın getirdiği özel kartlar mevcut. Sınıflar şu şekilde sıralanıyor.
Başlangıç zindancısı
• The Chump
Birinci seviye zindancılar – 50 gold
• The Cat Burglar
• The Bruiser
• The Mime
• The Apprentice
İkinci seviye zindancılar – 500 gold
• The Ranger
• The Barbarian
• The Shapeshifter
• The Alchemist
Üçüncü seviye seviye zindancılar – 2000 gold
• The Troubador
• The Most Holy Grail Knight
• The Cartomancer
• The Mathemagician
• The Artificer