Middle-Earth:Shadow of War önceki oyunun kaldığı yerden devam ediyor. Talion ve Celebrimbor yarım kalan yüzük işini tamamlamak için döndüler!
Oyunda dokuz farklı bölge olduğundan bahsetmiştim, bu bölgelerde ele geçirmemiz gereken kaleler yer alıyor. Ancak tahmin edeceğiniz üzere her bir kale sıkı şekilde korunmakta. Uruk Komutanları, Savaş Şefler, (War Chief) ve tabii ki Derebey’i (Overlord) bizi bekliyor, kaleler devrildikten ve ele geçirildikten sonra sonunda Mordor’u ele geçirmiş ve Sauron’u yenmiş olacağız. Bütün bunları yaparken oyunun yarı açık dünyası sayesinde istediğimiz zaman istediğimiz bölgeye seyahat edebiliyoruz. İçinizden, aklınızdan geçeni biliyorum “bu bölgeler arasında kendimiz gezerek geçemiyor muyuz?” malesef geçemiyoruz, “fast travel” tek çözüm.
Bolca yan görev içeren oyunda yan görevlere erişebilmek için “Haedir” isimli kuleleri ele geçirmemiz gerekiyor. Önceki oyunda Celebrimbor’un temizlediği kuleler vardı, onun yerine bu oyunda bu sistem düşünülmüş ancak biraz daha farklı işliyor. Tüm haritayı açmak yerine adeta bir mercekten bakarmış hissiyatı uyandırıyor. Oldukça da hoşuma gittiğini söylemeliyim. Size verebileceğim en iyi tavsiye sanıyorum ki Headir’leri ele geçirmeniz olacaktır, çünkü hem Talion’un güçlenmesinde, hem de Shelob’un hatıralarını görmeniz oyundaki önemini anlamanız açısından oldukça önemli. Tabii bütün bunların yanında kayıp eşyaları, Ithildin kapıları için gerekli kelimeleri de yine bu şekilde bulabiliyoruz.
İthildin Kapısı demişken bahsetmeden geçmek olmaz. Altı farklı kelime bulmamız gerekiyor ve bulduğumuz kelimeleri doğru yerleştirerek Elfçe yazılmış şiiri tamamlamamız gerekiyor, sonunda ise Talion efsunlu bir ekipmana sahip oluyor. Her bir kapı ardında farklı bir ekipman sizleri bekliyor. Bu minik ve zorlayıcı olmayan bulmacalar oyuna güzel bir tat katmış açıkçası.
Ekipman konusuna girmişken eski oyundan farklı olarak yeni oyunda ekipmanları özelleştirme imkanı oyunculara daha detaylı şekilde sunulmuş durumda. Ekipmanlar aynı zamanda bir çok CRPG oyunundan alışık olduğumuz sistem ile değerlerine göre ayrılıyorlar “common>rare>epic>legendary” olmak üzere dört farklı değer bulunuyor. Epic Orc’lar Epic item düşürürken Legendary Orc’lar ise Legendary item düşürüyor, yani sistem oldukça açık ve basit işlenmiş. İşin güzel tarafı ise oyunda yer alan ekipmanlar görünüm olarak seriye sımsıkı tutunmuşlar, hiç öyle saçma sapan ekipmanlar ile karşılaşmıyoruz. Bir de Gem‘ler var, Güç, zenginlik ve sağlık gem’lerini istediğimiz gibi yerleştirebiliyoruz. Gem’leri 3 tane aynı seviye ile birleştirerek daha da güçlendirebiliyoruz. Bu kısım bana Diablo 2 Rün sistemini hatırlatmadı dersem yalan olur. Ancak yüzümü de güldürdü çünkü böylece her bir oyuncunun istediği gibi bir Talion karakteri oluşturmasına olanak sağlıyor.
Bütün bu değişikliklerin arasında tabii ki ilk oyundan da pek sevdiğimiz Nemesis sistemi geliştirilmiş, değiştirilmiş olarak tekrar karşımıza çıkıyor. Nemesis sistemi sayesinde bu sefer sadece bir orc’u diğerini devirsin diye göndermek yerine misler gibi kendi ordumuzu kurmak için kullanabiliyoruz. Orc’ları ordumuza katarak daha da güçleniyor ve kaleleri fethediyoruz. Oyunun en çok gözümüze sokulan bir diğer mekaniği ise kuşatmalar olmuştu. Kuşatmalarda ele geçirdiğimiz farklı komutanların birimlerine kadar ayar çekebiliyoruz. Sanıyorum herkesin ilk tanıtım videosundan beridir favorisi olan Brûz yine öyle kalacak.