Mirror’s Edge Catalyst sonunda geldi. Faith’in hikayesine daha bir derinden baktığımız ikinci oyunda işler iyice karışıyor.
Bu durum oyunun ilerleyen saatlerinde senaryonun biraz daha açılması ve taşların biraz daha yerine oturması ile giderilmeye çalışılmış. Ancak halen Faith’in ailesi ile ilgili olan problemin, ailesi ile ilgili soru işaretlerinin cevaplarının açıklanmasını ister istemez virüs probleminden daha değerli bulacaksınız. Çünkü oyun öyle işlenmiş.
Bütün bu sıkıntılara rağmen Mirror’s Edge Catalyst’in büyüsüne kapılmamak elde değil. Glass şehrinin o muhteşem görüntüsü her daim ayaklarımızın altında. Etrafta kocaman billboardlar, dev reklamların olduğu ekranlar (ki bunların çoğunu hacklebiliyoruz), gökdelenler, çok uzaklardaki fare kadar görünen araçlar. Bembeyaz ve tertemiz görünen bir şehir. Ancak bütün bu temiz ve devasa görselliğinin arkasından çıkıp suratımıza bir kez daha tokat gibi vuran bir distopya var.
Benim için oyundaki en güzel yeniliklerden diğer bir tanesi ise artık Faith’i bolca görebiliyor olmamdı. İlk oyunda sadece oyunun başında bir tane gökdelenin camında Faith’in yansımasını görebiliyorken başka hiç bir yerde göremiyorduk. Ancak Catalyst ile artık durum böyle değil, yansımalar oldukça güzel şekilde hazırlanmış. Faith’i kişiselleştirebildiğimizden zaten bahsetmiştim.
Artık sadece kırmızı, beyaz, silah koşu elbiselerimiz yok üzerimizde. Oyuna bir de bileğimize yerleştirdiğimiz yeni bir cihaz eklenmiş. Kanca atıp kendimizi uzaktaki bir çatıya savurma ya da normal de tırmanamayacağımız bir yüksekliğe bu cihaz sayesinde tırmanma (Spider-Man gibin), hatta bazı kırılabilir duvarları bu alet ile çekip devirme gibi yetenekler de geliyor.
Geliştirmeler kendi içerisinde hareket, dövüş ve ekipman olarak üçe ayrılmış durumda. Geliştirmelere örnek isterseniz ilk başta zemine düştüğümüzde takla atamazken açtığımız yeteneğimiz ile artık takla atabiliyoruz. Zıpladığımızda dokunmadan geçemediğimiz bir engeli, bacaklarımızı karnımıza çekerek geçebiliyor ve hız kaybetmiyoruz, düşmanlarımıza arkadan saldırdığımızda ya da belirli bir düşman için daha çok hasar verebilmeyi tercih edebiliyoruz. Doğru momentumu tutturabilir ve kesintisiz bir akıcılıkta koşabilirsek karşımıza çıkan düşmanlarımızı tek bir darbede yere serebiliyoruz. (Bilgisayarı RAM coşturur, Faith’i geliştirmeler koşturur. Öldünüz mü? 😀 Güzel.)