Kategoriler

Outlast İncelemesi

Dikkat! Bu oyun karanlıktan korkmanıza, kapıları açarken gerilim müzikleri duymanıza, sağda solda adamlar görmenize, evde tek kalmamak için bahaneler üretmenize, geceleri acıkmanıza ve uyku problemlerine sebep olabilir!

“Bir trailer ne kadar korkunç olabilir ki”? diyenleri yalancı çıkaran Outlast, uzun bir bekleyişin ardından sonunda aramıza katıldı. Bir gazetecinin, gizemli olaylar dönen bir akıl hastanesini araştırma hikâyesini anlatan oyunumuz, etkileyici bir atmosfer, derin bir gerilim ve gerçek korkuyu vadediyor. Peki, gerçekten öyle mi? Buyurun beraber bakalım efendim.

Fragtist_Outlast (2)

Oldukça klasik bir hikâyeye sahip oyunumuza, yine klasik bir şekilde fırtınalı bir gece vakti maceraya atılarak başlıyoruz. Birinci kişi görüşüyle ilerleyeceğimiz bu yoldaki tek dostumuz ise binayı araştırırken kullanacağımız, gece görüşlü, pilli (Yıl olmuş 2013, hala pilli cihaz kullanan insanlar var arkadaş!) kameramız! Evet, bu oyunda ateşli silahımız veya arkamızı kollayacak bir arkadaşımız (Genelde korku filmlerinde ilk ölen gariban!) bile yok. Tamamen yalnız başımıza, yavaş yavaş, tırsa tırsa ilerliyoruz. Yapımcıların üzerinde bolca durarak belirttiği gibi “Biz bir savaşçı değil, gazeteciyiz!”. Ancak unutmamakta fayda var, yegâne dostumuzun pilin ömrü oldukça kısa tutulmuş. Özellikle gece görüşündeyken hızla tüketiyor ve eğer elinizdeki tüm piller tükenirse karanlıkla baş başa kalıyorsunuz. Bu da peşinde ölümü getiriyor haliyle. Ancak korkmayın pil bulmak o kadar zor değil. Amaç o pilin bitme sesinin kulağınızda çınlamasını sağlayıp, biraz daha rahatsız etmek hepsi bu. Zaten ilk birkaç pilden sonra nerelerde bulabileceğinizi rahatça tahmin edebiliyor, tahmin edemeseniz bile kameranız açıkken pilin parlaması sizi zorla ona götürüyor.

1 2 3

Görüntülenmeler:
194
İlgili etiketler:
· · · ·
İlgili Kategoriler
Oyun İnceleme · PC
Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com