Son birkaç yıldır teknolojinin gelişmesi en çok yarış oyunlarına yaradı sanırım. Gün geçtikçe daha gerçekçi modellemeler, daha kaliteli çevre etkileşimi, bir kazayla kullanılmaz durumu gelen araçlar derken sonunda yarış oyunları yerlerini “yarış simülasyonlarına” bıraktı. Sokaklar yerine pistler, görsel modifiyeler yerine ince rötuşlar sahaya çıktı. Şimdiyse sırada “şu ana kadar çıkan en gerçekçi yarış simülasyonu” nidalarını kulakta çınlatan, Slightly Mad imzalı Project Cars var. Bakalım son model spor arabamız kazalara ne kadar dayanabilecek?!
Project Cars maceramıza bir kariyer profili oluşturarak başlıyoruz. Kimiz, neyiz, nereliyiz klasik tanıtım faslını geçtikten sonraysa önümüze başlangıç hikâyemizi belirleyecek olan platform seçimi geliyor. Kariyer modu şu an için 8 seviye, 16 platformdan oluşuyor ve yaptığımız seçime göre farklı kurallar, farklı anlaşmalar ve farklı hedeflerle karşımıza çıkıyor. Şampiyonluk yarışındaysa rakiplerimizin zekâ seviyesi oldukça iyi ayarlanmış. Karşımızda gereksiz asabiyetten uzak, mantıklı kararlar veren gerçek yarışçıların olduğu bir yapay zekâ sistemi var. Bu “gerçek yarışçıların” seviyesini ise klasik kolay, orta, zor yerine 1 ile 100 arasındaki bir skaladan belirliyor ve dilediğimiz zaman değiştirebiliyoruz. Kariyer modundaki asıl amacımızsa tamamen turnuvaları kazanmak üzerine. “Şu şartları sağlarsan bu araba senindir.”, “Az para biriktireyim de yeni parkur açayım.”, “Turnuvayı kazandınız şu yükseltmeyi kaptınız.” gibi bir ödüllendirme sistemi yok. Haliyle bütün araç ve parkurlar tamamen erişilebilir şekilde sunulmuş durumda. Başarım havasında bir oyun isteyen oyuncular bu durumdan birazcık rahatsız olabilir şimdiden söylemesi.