Bol bol zamanı manipüle ettiğimiz ve zamanın sonunu engellemeye çalıştığımız Quantum Break, uzun bir bekleyişten sonra geldi. Biz de sizin için inceledik.
5 Nisan 2016 tarihinde oyunculara sunulan Quantum Break, Remedy Entertainment ve Microsoft Studios tarafından, Northlight Engine ile üretilen, Xbox One ve Windows 10 özel olarak çıkan, aksiyon ve macera oyunudur. İlk olarak karşımıza 2013 tarihinde yapılan Xbox One etkinliğinde duyurulmuş, bu yıla kadar beklememiz gerekmişti. Bir çok oyuncu umudunu kaybetmişken oyun, uzun bekleyişin ardından bizimle buluştu.
Spoiler kullanmadan, oyunun kısaca hikayesinden bahsetmek istiyorum. Ana karakterimiz olan Jack Joyce (Shawn Ashmore), abisi William Joyce (Dominic Monaghan)’nin ortadan kaybolmasının ardından, zaman yolculuğu projesinde beraber çalıştığı arkadaşı, Paul Serene (Aidan Gillen) tarafından deneyi sonuçlandırmak için Riverport Üniversitesine çağırılır. Her şey yolunda giderken, William Joyce gelir ve deneyi durdurmaları gerektiğini yoksa zamanın sona ereceğini belirtir. Tam bu sırada deneyde meydana gelen aksaklık dolayısıyla, Paul Serene zaman makinesinin içinde kalır. Onu kurtarmaya çalışan Jack Joyce de oluşan patlama sonucu, bazı özel güçlere sahip olur. Oyun hikaye açısından çok başarılı ve hikaye kurgulanırken, CERN’de (Avrupa Nükleer Araştırma Kurulu) çalışan teori fizikçilerden danışmanlık almaları, oyunun bilimsel açıdan daha da gerçekçi bir tabana oturtmuş. Oyunun ana konusu zaman yolculuğu ve zamanın kırılması ile ilgili olduğu için, bazı yerlerde konu sanki kopukmuş gibi gelebilir. Ancak sakin olun kopuk olan yerlerin hepsi tek tek çözülüyor ve aklınızda hiç bir boşluk bırakmıyor.
Oyunun gerçek oyuncular ile modellenmesi güzel bir ayrıntı. Oyunda tanıdığımız yüzler görmek, kendimizi daha çok oyunun içinde hissetmemize sebep oluyor. Ana karakterimiz olan Jack Joyce karakterini Shawn Ashmore canlandırıyor. Kendisini X-Men serisinden Bobby (Buz adam) karakteri ile hatırlayabilirsiniz. Jack Joyce’nin abisi William Joyce karakterini de Dominic Monaghan canlandırmakta. Dominic Monaghan’ın daha önceden Yüzüklerin Efendisi filmindeki Merry karakteri ve Lost dizisindeki Charlie karakterinden kolayca ayırt edebilirsiniz. Bir de Game of Thrones hayranlarının Petyr (Littlefinger) karakteri ile çok yakından tanıdığı Aidan Gillen da, oyunda Paul Serene karakterini canlandırıyor. Daha birçok tanıdık yüz oyunda sizi bekliyor.
Oyun, görsel açıdan inanılmaz doyurucu. Hem karakter modellemeleri, Hem de yetenek efektleri çok hoş olmuş. Ancak oyun boyunca verdikleri, ekranınızdaki karıncalanma efekti, bir süreden sonra inanılmaz göz yoruyor ve sinematik çıkışlarında ki kasmalar da biraz can sıkıyor. Oyun, beş bölümden oluşuyor ve her bölüm arasında, gerçek çekim mini-dizi bulunuyor. Bu ayrıntı benim çok hoşuma gitti. İlk defa bir oyunda, hikayenin boşluklarını “Live-Action” bir dizi ile doldurmaları çok güzel bir karar olmuş. Diziyi çekerken hiç bir masraftan kaçınmadıklarını görebiliyoruz. Oyunun görselleri ne kadar güzelse, dizinin görselliği de size bir o kadar görsel ziyafet sunuyor.